Yazıda, Diyarbakır'ın İslam'ın bu ülkeye girişinin gerçekleştiği nokta olduğu ifade edilmektedir. Tarihi bir gerçek olarak değerlendirilen bu durumun göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulanmaktadır. Yazar, 27 Mayıs tarihinin Türkiye için bir bayram olarak kabul edilmesi ve kutlanması gerektiğini savunmaktadır.
Diyarbakır'ın fethinin, Malazgirt Zaferi'nden tam 432 yıl önce gerçekleştiği ve Kürtlerin hem Diyarbakır'ın fethinde hem de Malazgirt Zaferi'nde büyük bir rol oynadığı belirtilmektedir. Bu nedenle, Diyarbakır'ın fethi sadece bir şehrin fethi olarak değil, önemli bir olay olarak kutlanmalıdır.
Yazar, Diyanet'in dünkü hutbesinde Diyarbakır'ın fethini dile getirmesini takdir ettiğini belirtmektedir. Diyarbakır'ın İslam'ın yayılmasıyla birlikte önemli bir merkez haline geldiğine dikkat çekilmektedir. Sahabe mezarlarının Diyarbakır ve çevresinde bulunduğu ve İslam'ın büyük komutanı Halid bin Velid'in oğlu Süleyman bin Halid'in burada yattığı ifade edilmektedir.
Yazar, geçmiş yıllarda Peygamber Sevdalıları tarafından düzenlenen fetih programlarının yeterli olmadığını ifade etmektedir. Devletin de bu konuya el atması gerektiği ve 29 Mayıs İstanbul'un fethiyle birleştirilerek büyük bir fetih haftası başlatılması önerilmektedir. Bu kutlamaların, Türkiye genelinde İslami hayata ivme kazandıracağı ve bölgenin değişimine katkı sağlayacağına inanılmaktadır.
Mehmet Göktaş'ın yazısı, İslam'ın Türkiye'deki tarihî seyri ve Diyarbakır'ın bu süreçteki önemini vurgulayan bir haber niteliği taşımaktadır.
İşte Yazının Tam Metni
İslam bu ülkeye Diyarbakır’dan girmiştir!
Bu ülkeye İslam Diyarbakır üzerinden girmiştir. Bu, asla gözden kaçırılmaması gereken çok önemli bir tarihi gerçektir.
Bu vatana bu ülkeye İslam’ın girişinden daha önemli bir olay düşünülemeyeceğine göre 27 Mayıs tarihi bu ülke için en büyük bayram ilan edilmeli ve kutlanmalıdır.
Dikkat ediniz, Diyarbakır’ın fethi (639) 1071 Malazgirt zaferinden tam 432 yıl öncedir. Daha da önemlisi, Diyarbakır ve civarının fethiyle İslam’la müşerref olan Kürtler Malazgirt zaferinde de büyük bir paya sahiptirler.
Durum böyle olunca 27 Mayıs sadece bir şehrin fethi gibi bir avuç insan tarafından kutlanamaz. Diyanet’e teşekkür ediyoruz, dünkü hutbede bir cümle ile olsa da ilk defa Diyarbakır’ın fethini dile getirmiştir.
Diyarbakır Peygamber Aleyhisselam’ın vefatından en fazla yedi sene sonra, Hz. Ömer’in halifeliği döneminde İyaz bin Ğanem (r.a) komutasındaki İslam orduları tarafından fethedilmiştir.
Daha önce bir çok defa belirttiğimiz gibi Mekke ve Medine’den sonra yer yüzünde en çok sahabe mezarı Diyarbakır ve civarında bulunmaktadır. İslam’ın büyük komutanı Halid bin Velid’in (ra) oğlu Süleyman bin Halid 26 arkadaşıyla birlikte merkezdeki Hz. Süleyman Camii civarında yatmaktadır.
Kısacası, Diyarbakır’ın fethi bu anlamda ve bu çapta ihya edilmelidir. Geçtiğimiz yıllarda Peygamber Sevdalıları tarafından fetih programları düzenlenmişse de kesinlikle yeterli değildir. STK’ların yanı sıra devlet bu işe el atmalı, 29 Mayıs İstanbul’un fethiyle birleştirilerek büyük bir fetih haftası başlatılmalıdır.
Biz inanıyoruz ki “Bu vatana İslam Diyarbakır üzerinden girmiştir” gerçeği üzerinden yapılacak kutlamalar bu ülkenin tamamında İslami hayata büyük bir ivme kazandıracak, bölgenin de çehresini değiştirecektir.