İşgal rejiminin parlamentosu Knesset’te düzenlenen bir toplantı, çevresel altyapı eksikliğinden kaynaklanan çöp yakma meselesinin dahi nasıl bir nefret söylemine ve ölüm çağrılarına dönüştüğünü ortaya koydu. Oturumda, Batı Şeria’daki Filistinlilerin resmi atık toplama sistemi olmaması nedeniyle ateşe vermek zorunda kaldıkları çöpler, aşırı sağcı vekiller tarafından “terör eylemi” gibi gösterildi.
Aşırılık yanlısı Knesset üyesi Tsvi Sukkot, Batı Şeria’da çöp yakan Filistinlilere karşı hava saldırısı düzenlenmesi gerektiğini söyleyerek “öldürme amaçlı operasyonların” başlatılmasını istedi. Sukkot’un bu skandal sözleri, aynı partiden Çevre Koruma Bakanı İdit Silman ve Knesset üyesi Yitzhak Kroizer tarafından da desteklendi. Üçlü, taş atan Filistinlilere uygulanan yöntemlerin çöp yakma eyleminde bulunanlara da uygulanması gerektiğini savundu.
Haaretz’in aktardığına göre Bakan Silman, Filistin Yönetimi’ne aktarılan bazı gelirlerde kesintiye gidilmesini ve bunu “çöp yangınlarını söndürme maliyeti” olarak gerekçelendirmeyi planladıklarını söyledi. Aynı zamanda işgal altındaki Batı Şeria’da daha büyük yetkilere ihtiyaç duyduklarını dile getirdi.
Silman, Filistin yerleşimlerinde resmi çöp toplama hizmeti ve atık işleme tesisleri bulunmadığını da kabul ederek, atık yakma sorununun temelinde altyapı eksikliğinin olduğunu itiraf etti. Buna karşın, işgal rejimi kendi çöplerinin Filistin topraklarına yasa dışı şekilde taşınmasını engellemek için somut bir adım atmıyor.
Knesset Bilgi ve Araştırma Merkezi’nin raporuna göre, işgal altındaki bölgeden Batı Şeria’ya her yıl yaklaşık 150 çöp kamyonu kaçak yollarla gönderiliyor. Gerçek rakamın bunun çok üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Bu durum, Filistinlilerin çevresel baskı altında bırakıldığını, ardından bu baskıya karşı ortaya çıkan zorunlu çözümlerin ise “öldürme çağrılarına” bahane edildiğini gözler önüne seriyor.
Aşırı sağcı siyasetçilerin açıklamaları, hem çevre sorununu hem de insan hakları ihlallerini daha da derinleştiren militarist bir yaklaşımı ifşa ediyor.




