İftira Nedir?

Kur'an-ı Kerim'de iftira ve aynı kökten gelen çeşitli kelimeler, elli dokuz yerde geçmektedir. Bu kelimelerin çoğunda, Allah'a yalan uydurma, O'nun birliği, yetkinliği ve aşkınlığı ile bağdaşmayan iddialar ileri sürme anlamına gelir. Örneğin, Âl-i İmran 3/94, el-En'am 6/21, 93, 144 gibi ayetlerde bu anlamlar yer almaktadır.

Bu ayetlerden birinde, Allah'ın kendisine ortak koşma dışında dilediği kimselerin bütün günahlarını bağışlayabileceği ifade edilirken, "Allah'a ortak koşan kimse yanlış bir inanç uydurup büyük bir günah işlemiş olur" şeklinde belirtilir (en-Nisâ 4/48). Bu, iftiranın ve yanlış inançların ciddiyetini vurgulayan bir örnek olarak verilir.

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), Müslümanları kötü huy ve davranışlardan uzak tutma amacıyla iftira konusunda da uyarmıştır. Özellikle İslam'a yeni girenlerden biat alırken, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık ve zina gibi günahlar yapmamak, hayırlı işlerde Peygamber'e karşı çıkmamak gibi toplumsal ve siyasi önemi bulunan prensiplerin yanı sıra iftira etmemeyi de önemle vurgulamıştır (İbn Hişâm, II, 73-75; İbnü'l-Esîr, II, 96). Aynı şekilde, kadınlar heyeti tarafından Peygamber'e biat ederken de benzer şartlar aranmış ve iftira etmemek bu şartlar arasında yer almıştır (el-Mümtehine 60/12).

Bu öğretiler, Müslümanların dürüstlüğü, toplumsal sorumlulukları ve ahlaki değerleri gözetmeleri gerektiğini vurgular. İftira etmek, yalan söylemek ve yanlış iddialarda bulunmak, İslam'ın öğretilerine aykırıdır ve bireylerin ahiretteki hesaplaşmasını da etkileyebilir.

Kur'an'da İftira:

Kur'an'da iftira ve benzer kökten gelen kelimeler toplam 59 yerde geçer. İftira etmenin ciddiyeti vurgulanırken, Allah'a şirk koşmanın dışında işlenen günahların affedilebileceği ifade edilirken, iftira etmenin büyük bir günah olduğu belirtilir (Nisâ, 4/48). Aynı şekilde, bir kişinin hatasını veya günahını bilerek veya kasıtlı olarak başka bir masumun üzerine yıkmak da büyük bir suç olarak kabul edilir (Nisâ, 4/112).

İFTİRA ETMEK İLE İLGİLİ AYETLERİ İNCELEYELİM...

"Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu isbat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkârdırlar." (Nûr ; 4)

"Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği, kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ederek şahitlik etmesi, beşinci defa da, eğer yalan söyleyenlerden ise Allah'ın lânetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir." (Nûr ; 6)

"Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi, beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi kendisinden cezayı kaldırır." (Nûr ; 8)

"Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir. Yapmış olduklarına, dilleri, elleri ve ayaklarının, aleyhlerinde şahitlik edeceği gün onlar için çok büyük bir azap vardır." (Nûr ; 23)

"Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yaraşır. Bu sonuncular, (iftiracıların) söylediklerinden çok uzaktırlar. Kendileri için bağışlanma ve güzel bir rızık vardır." (Nûr ; 26)

Milli Eğitim Bakanı'ndan Sistem Değişikliği İddialarına Yanıt
Milli Eğitim Bakanı'ndan Sistem Değişikliği İddialarına Yanıt
İçeriği Görüntüle

"Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir." (Ahzâb ; 58)

"Bir de inkâr etmelerinden ve Meryem'in üzerine büyük bir iftira atmalarından;" (Nisâ ; 156)

"(Peygamber'in eşine) bu ağır iftirayı uyduranlar şüphesiz sizin içinizden bir guruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük sanmayın, aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan her bir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. Onlardan (elebaşlık yapıp) bu günahın büyüklüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır." (Nûr ; 11)

"İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Nûr ; 19)

"Eğer bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz, öbürüne (mehir olarak) yüklerle mal vermiş olsanız dahi ondan hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek ve açık günaha girerek mi verdiğinizi geri alacaksınız?" (Nisâ : 20)

"Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah) ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur." (Nisâ : 48)

"Kim bir hata işler veya bir günah kazanır da sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, şüphesiz iftira etmiş, apaçık bir günah yüklenmiş olur." (Nisâ : 112)

"Bir de inkarlarından ve Meryem'e büyük bir iftira atmalarından ve "Biz Allah'ın peygamberi Meryemoğlu İsa Mesih'i öldürdük" demelerinden dolayı kalplerini mühürledik. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara öyle gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler." (Nisâ : 156)

"Bak kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve iftira edip durdukları şeyler (uydurma ilahları) onları nasıl yüzüstü bırakıp kayboluverdi?" (En'âm : 24)

"İşte böylece biz her Peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. O halde onları iftiralarıyla baş başa bırak." (En'âm : 112)

"Bir de (asılsız iddialarda bulunarak) dediler ki: "Bunlar yasaklanmış hayvanlar ve ekinlerdir. Onları bizim dilediklerimizden başkası yiyemez. (Şunlar da) sırtları (binilmesi ve yük yüklemesi) haram edilmiş hayvanlardır." Bir kısım hayvanları da keserken üzerlerine Allah'ın adını anmazlar. (Bütün bunları) Allah'a iftira ederek yaparlar. Bu iftiraları sebebiyle Allah onları cezalandıracaktır." (En'âm : 138)

"Beyinsizlikleri yüzünden bilgisizce çocuklarını öldürenler, Allah'ın kendilerine verdiği rızkı -Allah'a iftira ederek- haram sayanlar, mutlaka ziyan etmişlerdir. Gerçekten onlar sapmışlardır. Doğru yolu bulmuş da değillerdir." (En'âm : 140)

Buzağıyı ilah edinenlere mutlaka (ahirette) Rablerinden bir gazab, dünya hayatında ise bir zillet erişecektir. İşte biz iftiracıları böyle cezalandırırız. (A'râf : 152)

"De ki: "Allah'ın size indirdiği; sizin de, bir kısmını helâl, bir kısmını haram kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?" De ki: "Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?" (Yûnus : 59)

"Âd kavmine de kardeşleri Hûd'u gönderdik. Hûd şöyle dedi: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Ondan başka sizin hiçbir ilahınız yoktur. Siz, sadece iftira ediyorsunuz." (Hûd : 50)

"O ağır iftirayı uyduranlar, sizin içinizden bir güruhtur. Bu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her biri için, işledikleri günahın cezası vardır. İçlerinden (elebaşılık ederek) o günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır." (Nûr : 11)

"Bu iftirayı işittiğiniz zaman, iman eden erkek ve kadınlar, kendi (din kardeş)leri hakkında iyi zan besleyip de, "Bu apaçık bir iftiradır" deselerdi ya!" (Nûr : 12)

"Onlar (iftiracılar) bu iddialarına dair dört şahit getirselerdi ya! Madem ki şahit getirmediler; işte onlar Allah yanında yalancıların ta kendileridir." (Nûr : 13)

"Eğer size dünya ve ahirette Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap dokunurdu!" (Nûr : 14)

"Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Halbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır." (Nûr : 15)

"Bu iftirayı işittiğiniz vakit, "Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz. Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah'ım! Bu çok büyük bir iftiradır" deseydiniz ya!" (Nûr : 16)

"Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara layıktır. O temiz olanlar iftiracıların söyledikleri şeylerden uzaktırlar. Onlar için bir bağışlanma ve bolca verilmiş iyi bir rızık vardır." (Nûr : 26)

"Mümin erkekleri ve mümin kadınları işlemedikleri şeyler yüzünden incitenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir." (Ahzâb : 58)

"Yoksa "Yalan uydurup Allah'a iftira etti" mi diyorlar. Eğer Allah dilerse senin kalbini mühürler. Allah bâtılı yok eder, hakkı sözleriyle gerçekleştirir. Şüphesiz O, göğüslerin özünü (kalplerde olanları) hakkıyla bilendir." (Şûrâ : 24)

"Ey Peygamber! Mü'min kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, hiçbir iyi işte sana karşı gelmemek konusunda sana biat etmek üzere geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan bağışlama dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." (Mümtehine : 12)

"Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini ve kusurlarını araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri çokça kabul edendir, engin merhamet sahibidir." (Hucurat : 12)

Hadislerde İftira:

Hadislerde de iftira etmenin ciddiyeti vurgulanır. Kötülükten habersiz ve iffetli bir kadına zina iftirası atmak, büyük günahlar arasında sayılır (Buhârî, Vesâyâ, 23). Peygamber Efendimiz, Müslümanları iftiradan kaçınmaya teşvik eder ve iftiranın kul hakları arasında ciddi bir yeri olduğunu belirtir (Müslim, Birr, 60).

Nebî sallâllâhu aleyhi ve sellem- birgün:

“–İnsanı helâke sürükleyen yedi seyden sakınınız!” buyurmuştu. Ashâb-ı kirâm:

“–Ey Allah’ın Rasûlü, onlar nelerdir?” diye sordular. Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- söyle cevap verdi:

“–Allah’a sirk kosmak, sihir ve büyü yapmak, -dînî bir ceza ile usûlünce öldürülen müstesna- Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı bir insanı katletmek, faiz yemek, yetim malı yemek, düsmana hücum sırasında harpten kaçmak, hiçbir seyden haberi olmayan iffetli müslüman kadınlara zina iftirasında bulunmak.” (Buhârî, Vasâyâ, 23; Tıb, 48; Hudûd, 44; Müslim, Îmân, 145)

İftira ve Asılsız Haberlere İnanmak:

İslam, iftira etmenin yanı sıra asılsız haberlere inanmanın da yasak olduğunu öğretir. Gerçek olmayan haberlere inanmak ve bu haberleri yaymak, başkalarını yanıltmak anlamına gelebilir. Kur'an, insanları söz konusu haberleri araştırmadan inanmaktan kaçınmaya teşvik eder (İsrâ, 17/36; Hucurât, 49/6).

Sonuç olarak, İslam dini, iftiranın insanların itibarını zedeleme, haksız yere suçlama ve masumları incitme potansiyeline sahip ciddi bir günah olduğunu öğretir. Müslümanlar, iftiradan ve asılsız haberlere inanmaktan kaçınarak dürüstlüğü, adaleti ve insanların haklarına saygıyı öne çıkarır.

İftiracı Ahirette İflas Edecektir

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

"Müflis kimdir, biliyor musunuz?" diye sordu. Ashâb:

Bizim aramızda müflis, parası ve malı olmayan kimsedir, dediler. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

"Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekât sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina isnât ve iftirası yapıp, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir" buyurdu. (Müslim, Birr, 32)

Bu hadis, Peygamber Efendimiz'in iftiracılığın, kul hakkı ihlallerinin, zina isnatlarının ve diğer haksızlıkların ciddiyetini vurgulayan önemli bir öğretisini yansıtmaktadır. İslam'da, insanların haklarına saygı göstermek, iftira gibi kötü davranışlardan kaçınmak ve kul haklarına dikkat etmek büyük bir önem taşır. Bu hadis, ahirette insanların amellerinin ve karakterlerinin sorgulanacağını ve haksızlıkların hesap verileceğini öğretmektedir.