Faydalı Bilgiler

İmtihanın İki Zirvesi: Hz. Süleyman ve Hz. Eyyûb’dan Sabır ve Teslimiyet Dersleri

Dünya nimetleriyle kuşatılmış bir peygamber: Hz. Süleyman… İmtihanların en ağırıyla sınanmış bir peygamber: Hz. Eyyûb… Biri zenginlikte, diğeri musibette kullukta zirve oldu. Her ikisi de bize Allah ile beraberliğin en güzel örneklerini sunar.

Abone Ol

İmtihan, her kulun kaderinde kaçınılmaz bir hakikattir. Kur’ân-ı Kerîm’in beyanına göre, dünya hayatı bir deneme sahnesidir. Bu sahnede bazıları zenginlikle, bazıları da musibetlerle sınanır. Bu hakikatin en çarpıcı örneklerinden ikisi ise, Hz. Süleyman ve Hz. Eyyûb -aleyhimesselâm-’dır.

Saltanatın Gölgesinde Kulluk: Hz. Süleyman (a.s.)
Hz. Süleyman -aleyhisselâm-, dünya nimetlerinin zirvesine ulaşmış bir peygamberdir. Öyle ki, Allah Teâlâ ona rüzgârı emrine vermiş, cinleri ve hayvanları itaat ettirmiştir. Lakin tüm bu imkânlar, onun kalbini Rabbinden uzaklaştırmamıştır. O, saltanatı bir gaye değil, sadece bir vesile olarak görmüştür. Dünya ile imtihan olunanlara örnek olacak şekilde Allah’a yönelişini muhafaza etmiş, kulluktan taviz vermemiştir.

Kıyamet gününde zengin bir kulun: “Malım beni meşgul etti.” demesi üzerine Allah Teâlâ’nın, “Süleyman kulumdan daha mı zengindin?” buyurarak Hz. Süleyman’ı misal göstermesi, bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır.

Sabırda Zirve: Hz. Eyyûb (a.s.)
Hz. Eyyûb -aleyhisselâm- ise can, mal ve evlat ile sınanmıştır. Önce malını, ardından çocuklarını, sonra da sağlığını kaybetmiş; vücudunu saran hastalıklara rağmen hiçbir isyan, şikâyet ya da feryat göstermemiştir. Sabır ve teslimiyetin en güzel örneğini sergileyerek Allah’a olan bağlılığını korumuştur.

Eşi Rahîme Hatun’un dua etmesi yönündeki ısrarına karşılık: “Allah bana seksen sene sıhhat verdi. Hastalığım ise henüz birkaç sene oldu. Allah’tan şifa istemeye utanırım.” diyerek edebin ne olduğunu göstermiştir.

Ancak ne zaman ki hastalığı ibadetine mâni olmaya başladı, işte o zaman Rabbine yönelip dua etti. Bu sabrın sonunda Allah Teâlâ ona yeniden sağlık, evlat ve servet lütfetti. Lakin Hz. Eyyûb’un asıl kaygısı bu nimetler değil, ilâhî hitabı duyamamaktı: “Her gece seher vakti bir ses duyardım: ‘Ey bizim hastamız nasılsın?’ Şimdi o sesi işitmedim…”

İki Peygamber, Tek Gerçek: Allah İle Beraberlik
Hz. Süleyman zenginlikle, Hz. Eyyûb ise musibetlerle imtihan edildi. Fakat her ikisinin de ortak noktası, Rableriyle olan kuvvetli bağlarıydı. Biri bollukta şükretmeyi, diğeri darlıkta sabretmeyi öğretti.

Onların hayatları, dünya imtihanının her hâlinde kulun Allah ile irtibatını kesmemesi gerektiğini, kalbin ne zenginlikte ne de darlıkta Rabbinden uzaklaşmaması gerektiğini göstermektedir.

“Mallarınız ve evlatlarınız sizin için ancak birer fitnedir.” (Teğâbûn, 15) ayeti, bu iki peygamberin hayatında somut bir şekilde tecelli etmiş, onların sabrı ve sadakati asırlar boyu ümmete rehber olmuştur.