Haber Merkezi- Serkan Ramanlı, 8 aya yakın süredir Gazze'de bir insanlık dramı yaşandığını ifade ederek, "Barbar siyonistler kadın, çocuk, ihtiyar demeden bütün sivilleri adeta soykırıma tabi tutuyor ve Gazze'yi yerle bir ediyor.
Bugün artık Gazze'de neredeyse yaşanabilecek yer kalmadı. Peki bizler ne yapıyoruz? Dünyanın geri kalanı, özgür dünya ne yapıyor? Hiçbir şey.
Evet, cılız bazı adımlar var. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde bir yargılama sürüyor. Adalet Divanı'ndan bazı çağrılar geliyor. Ancak, etkili olan dünya devletlerinin hiçbiri bu zulmü durdurma konusunda gerekli adımları atmıyor," dedi.
Ramanlı, sözlerine şöyle devam etti: "Bir avuç barbar siyonist, birkaç kilometrekarelik yerde milyonlarca insanı ablukaya almış, her gün onlarcasını, yüzlercesini, binlercesini katlediyor. Bizler İslam alemi olarak sadece seyirci kalıyoruz."
"Orduya Yazılmışsa Onu Vatandaşlıktan Atalım"
HÜDA-PAR olarak Meclis'e bir kanun teklifi sunduklarını belirten Ramanlı, kanun teklifinin detayları hakkında şu bilgileri verdi: "Meclis'in karar almasıyla yargı harekete geçebilmeli ve bu siyonist barbar çetenin insanlığa karşı işlemiş olduğu suçların yargılaması bizim ülkemizde de yapılabilmeli.
Haklarında yakalama kararı çıkarılmalı, şayet yakalanabilirlerse tutuklanmalılar. İster Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsun, ister çifte vatandaşlık sebebiyle başka bir ülkenin siyonist işgalci rejimin vatandaşı olsun, gidip orada Gazze'de masumların katledilmesi için oluşturulan orduya yazılmışsa onun vatandaşlığını kaybettirelim, vatandaşlıktan atalım.
Eğer oraya asker yazılmış ve bu insanlığa karşı işlenen suçlarda bir fiil rol almışsa onları da cezalandıralım. Hem de en ağır cezayla cezalandıralım. Ağırlaştırılmış müebbet hapsi de onlar için kanunda öngörelim. Bu da yetmez, bu kişilerin mal varlıklarına da el koyalım."
"Hükümeti Somut Adım Atmamakla Eleştiriyoruz"
Gazze için adım atılmaması konusunda AK Parti ve hükümete eleştiride bulunan Ramanlı, "Biliyorsunuz insanlığa karşı işlenen suçları soruşturmak uluslararası sözleşmelerle bütün ülkelere tanınan bir haktır.
Bunun yerlisi, yabancısı, yeri, yurdu yoktur. İnsanlığa karşı işlenen suçların mağduru bütün insanlık olduğu için her ülke kendi yargısı eliyle insanlığa karşı suç işleyen, soykırım işleyen organizatöründen failine, azmettiricisinden liderine kadar herkesi yargılama hakkına sahiptir. Peki, ülkemizde durum ne? Bizim de böyle bir hakkımız var.
Ceza kanunumuzda adalet bakanının talebi ile soykırım suçuna ortak olan liderinden organizatörüne, failinden azmettiricisine kadar herkesi yargılayabilme hakkı var. Ama Adalet Bakanının bu yöndeki bir talimatı şart koşuluyor.
Uluslararası ilişkiler, ülkeler arası diplomatik münasebetler sebebiyle belki bugüne kadar Adalet Bakanlığı bir irade sergilememiş olabilir. Bu da eleştirilecek bir konudur. Zira Gazze meselesi bütün siyasi partilerin ortak iradesiyle görülüyor ki hepimizin ortak bir mesuliyetidir. Bunun A partisi B partisi yoktur.
Hükümeti de elbette bunun dışında tutmuyoruz ama bugüne kadar somut bir adım atılmadığını da üzülerek müşahede ediyoruz," dedi.