HABER MERKEZİ - Son yıllarda gençler, dış etkenlerin yayılan zehirli tesirleriyle kişiliklerini ve kimliklerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Nesiller, medyanın dayattığı kalıplara bürünerek kültür erozyonuna maruz kalıyor. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır” (Ebû Davûd, Libas, 4/4031) hadisi, bu durumu özetler nitelikte.
Ailelerin gençlerin ekran başında geçirdikleri zamanı kontrol altına almaları, medyanın ahlaki değerlerimize aykırı içeriklerine karşı dikkatli olmaları önem taşıyor. Çünkü bu yapımlar, gençlerimizi İslam ahlakından uzaklaştıran tuzaklar barındırıyor.
Sosyal medya ve dijital platformların etkisi altındaki gençler, aileleriyle olan bağlarını kan bağının ötesine taşıyamıyor. Bu nedenle ebeveynlerin çocuklarına sevgi, şefkat ve ilgi göstermeleri, onları ilahi sorumluluk bilinciyle yetiştirmeleri şarttır. Kur’an-ı Kerim’de de “Ey iman edenler! Kendinizi ve aile efradınızı, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” (Tahrim/6) buyrulmaktadır.
Cehennemin cazibesine karşı duyarsız kalmak mümkün değil. Haram eğlenceler, tembellik, dedikodu, israf ve benzeri davranışlar şeytanın tuzaklarıdır. İnsanı ebedi azaba çağıran bu tuzaklardan korunmak, ahiret hayatının kurtuluşu için hayati önem taşır.
Hz. Ömer (r.a.) ise, “Hayâsı azalan insanın takvâsı, haramlardan kaçınması da azalır. O hâle gelince de kalbi ölür. Din bütünüyle hayâdan ibarettir.” diyerek ahlakın temel direğini vurgulamıştır.
Günümüzde İslam’ın getirdiği değerlerin yaşatılması, insanlığın kurtuluşu için kritik önemdedir. İnsanlık, ancak iman ve ahlakla diri kalabilir. En güzel örnek ise, Hz. Peygamber (s.a.v.)’dir.