Faydalı Bilgiler

Gençlerin öne sürdükleri evlilik engelleri gerçekten evlilik için mazeret görülebilir mi?

Gençlerin Evliliği Erteleme Gerekçeleri Ne Kadar Geçerli? Mehirin yüksek olması, ev sahibi olamamak ya da maddi sıkıntılar… Gençlerin evliliği erteleme gerekçeleri gerçekten haklı mı? İslam’a göre evlilik engelleri nasıl değerlendirilmelidir?

Abone Ol

Müslüman toplumlarda evlilik, hem bireysel hem de toplumsal açıdan önemli bir kurumdur. Ancak günümüzde gençlerin evlilik konusunda ciddi tereddütleri ve gecikmeleri söz konusu. En çok dile getirilen gerekçeler arasında maddi yetersizlik, ev sahibi olamamak ve aileden ayrılamama gibi nedenler bulunuyor. Peki bu mazeretler dinî açıdan ne kadar geçerli?

Peygamber Efendimiz (s.a.v), evlenme imkânı olan gençlere evliliği tavsiye ederken, gücü yetmeyenlere ise oruçla nefis terbiyesi öneriyor. Abdullah bin Mesud (r.a.)’ın rivayet ettiği sahih hadiste şöyle buyruluyor:
“Ey gençler topluluğu! Sizden kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin. Çünkü evlilik, gözü haramdan korur ve iffetli kalmayı sağlar. Gücü yetmeyen ise oruç tutsun; çünkü oruç şehveti kırar.” (Buhârî, Nikâh: 3; Müslim, Nikâh: 1)

Mazaret Değil, Engel Oluşturan Alışkanlıklar
Bazı gençler, evlenmeden önce ev sahibi olma şartını kendilerine kural edinmiş durumda. Oysa İslam’da böyle bir şart bulunmamakta. Kiralık bir evde yaşamak da meşrudur ve evliliğe engel değildir. Aynı şekilde "ailemle birlikte yaşamalıyım", "işe girmeliyim", "şu maaşı almalıyım" gibi gerekçeler de çoğu zaman kişinin kendi koyduğu yapay engellerdir.

Bazı gençlerin ve ailelerin evliliği geciktirme gerekçeleri, dini bir zorunluluk değil, toplumsal beklentilerin etkisiyle oluşuyor. İslam’da bu tür sosyal şartların, kişinin iffetini tehlikeye atmasına izin verilmez.

Borçlanma ve Faiz Meselesi
Evlilik için borçlanmak mümkün olmakla birlikte, İslam’da faizli borç almak kesinlikle yasaklanmıştır. Dolayısıyla ev veya düğün masrafları için bankalardan faizli kredi çekmek caiz değildir. Allah Teâlâ, iffeti korumak için yapılan meşru borçlanmaya yardım edeceğini vadetmiştir; fakat haram yollarla maddi çözüm aramak dinen kabul edilmez.

Toplumsal Duyarlılığa Davet
Unutulmamalıdır ki, evlilik sadece bireysel bir karar değil, aynı zamanda ümmetin geleceği açısından da önem taşıyan bir meseledir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v), “Gençlere hayırla tavsiyede bulunun; onlar ümmetin direkleridir” anlamına gelen sözü bu bakışı desteklemektedir. Gerçi bu sözün sahih kaynaklarda yer almadığı belirtilse de, gençliğe yönelik merhamet ve ilgi, dinin genel ilkeleri arasındadır.

Evlilik yolundaki engellerin birçoğu bireysel ya da çevresel şartlandırmalardan ibarettir. Asıl önemli olan, kişinin niyeti, takvası ve helale ulaşma arzusudur. Dini ölçülere göre, evlilik maddi imkânsızlıklarla değil, niyet, azim ve sabırla şekillenen bir sorumluluktur. Gençlerin bu noktada gerçek ihtiyaçlarını ve önceliklerini yeniden gözden geçirmeleri tavsiye edilir.

Huzurlu Aile Yuvasının Temeli: İslam’a Göre Aile Hayatı Nasıl Olmalıdır?

Spot: Mutlu bir aile nasıl kurulur? Güçlü aile bağları bize neler kazandırır? Dindar eş tercihi neden önemlidir? Çocuklarımızı yetiştirirken nelere dikkat etmeliyiz? İslam’a göre huzurlu bir aile için rehber niteliğindeki bu yazımızda tüm bu sorulara cevap bulacaksınız.


Ailede Huzurun Şartları: İman, Edep ve Muhabbet Üzerine Kurulu Bir Yuva

Her müminin en kıymetli nasibi, dindar bir eşle kuracağı huzurlu bir aile yuvasıdır. İslam’a göre aile; sadece maddi değil, ruhî ve ahlakî bir birlikteliktir. Cenâb-ı Hak, “...İffetli kadınlar size helâldir...” (Mâide, 5) buyurarak, evlilikte iffet ve dindarlığın önemini vurgular. Resûlullah Efendimiz de, “Kadın dört sebepten dolayı nikâhlanır... Sen dindar olanı seç!” (Buhârî, Nikâh, 15) diyerek, kalıcı huzurun iman temelli evlilikle mümkün olacağını bildirir.

Ailede Geçici Değil Kalıcı Değerlere Odaklanın

Güzellik, zenginlik ve soy gibi geçici unsurlar bir gün anlamını yitirebilir. Fakat iman, ahlak ve takvâ; huzurlu bir hayatın anahtarıdır. Aile hayatında en kıymetli süs, sâliha bir kadın; en sağlam direk ise sâlih bir erkektir. Bu yüzden evlilik öncesi dindarlık, sabır, edep gibi vasıflar mutlaka aranmalıdır.

Güçlü Aile Bağlarının Kazandırdıkları

Bir aileyi güçlü kılan; karşılıklı anlayış, fedakârlık, sadâkat ve merhamettir. Bu dört temel, dindarlıkla perçinlendiğinde aile hayatı hem dünyada hem ahirette saadete vesile olur. Karşılıklı muhabbet, evin havasını yumuşatır; sadâkat ise güveni daim kılar. Merhametin ise itidalli olması gerekir. Ne aşırı hoşgörü ne de aşırı sertlik aileye fayda sağlar.

Sadâkat Sadece Evlilik Değil, Nesiller İçindir

Evlilikte sadâkat sadece eşler arasındaki bağlılıkla sınırlı değildir. Eşlerin birbirlerinin ailesine karşı da saygı ve hizmet ehli olması gerekir. Bugün birine yapılan saygısızlık, yarın aynı şekilde döner. Bu yüzden hem aile içi hem akrabalık ilişkilerinde hürmet esastır.

Edep ve Muhabbetle Beslenen Bir Yuva

Mevlânâ’nın “Din edepten ibarettir” sözü, aile hayatına da ışık tutar. Muhabbet, sadece duygusal değil, edep çerçevesinde yaşanmalıdır. Aşırı kıskançlık ya da ilgisizlik, aileyi temelden sarsar. Dengeli bir muhabbet, karşılıklı hürmet ve zarafetle beslenirse kalıcı olur.

Gerçek Merhamet: Evladını Sabah Namazına Kaldırandır

Merhametin en güzel tezahürü, evlatlara dünyalık değil, ahiretlik miras bırakmaktır. Kur’an-ı Kerim’de “Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun” (Tahrîm, 6) buyrularak aile fertlerinin dini eğitimine dikkat çekilir. Evlatlarımıza ibadet sevgisini aşılamak, Kur’an öğretmek, onları yaz ve yatılı kurslara yönlendirmek, anne-babanın asli sorumluluğudur.

Modern Tehlikelere Karşı Dikkat!

İnternet, televizyon ve moda bağımlılığı, çocuklarımızı ve ailemizi tehdit eden unsurlar haline gelmiştir. Müslüman bir aile, bu gibi yozlaştırıcı akımlara karşı bilinçli olmalı, çocuklarını sağlam bir iman ve ahlak temeli üzerinde yetiştirmelidir.


Özetle: Huzurlu Aile İçin Ne Yapmalı?

  • Dindar ve ahlaklı eş tercihi yapın.

  • Karşılıklı saygı, sadâkat ve merhameti temel alın.

  • Muhabbeti ölçülü yaşayın, edebi elden bırakmayın.

  • Evlatlarınıza dünya değil, ahiret mirası bırakın.

  • Aile büyüklerine saygıyı ihmal etmeyin.

  • Maneviyatı merkeze alın, geçici heveslerin peşine düşmeyin.


Unutmayın: Bir aile, sadece aynı çatı altında yaşayan bireylerden ibaret değildir. Aynı hedefe yönelen, aynı değerlere inanan, aynı kıbleye yönelen kalplerin birliğidir.