İşgalci İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden saldırılarının hedefi olan Gazze’de binlerce kadın eşlerini, kardeşlerini ve evlerini kaybetti. Ancak bu büyük yıkımın ortasında dimdik ayakta duran Gazzeli anneler, çocukları için hayat mücadelesini bırakmadan yollarına devam ediyor. Onlar artık sadece birer anne değil; aynı zamanda yaşadıkları kayıplara rağmen umudun, direnişin ve yeniden ayağa kalkışın da adı.
Gazeteci Ula Husu ve beş çocuk annesi Vefa Ebu Ayta, bu direnişin yaşayan örneklerinden yalnızca ikisi. Husu, hem erkek kardeşini hem de abisini kaybetti. Yaşadığı zorla göçler arasında abisinin naaşını bile göremeyen Husu, dört ay sonra Şifa Hastanesi’ne dönerek abisinin cesedini cesetler arasından tanıdığını anlattı. “Benim için çok ağır anlardı ama onu bulduğum için şükrettim,” dedi.
Kayıpların İçinden Gazeteciliğe Tutunan Bir Kadın
Ula Husu, yaşadığı derin travmanın ardından eşinin desteğiyle tekrar kamerayı eline aldığını ve gazetecilik yapmaya başladığını anlattı. Eşini de kaybettikten sonra, yaşadığı büyük çöküntüye rağmen geri adım atmadı. “Artık sadece kendime yaslanabilirdim,” diyen Husu, oğlunun geleceği için ayakta kalmak zorunda olduğunu vurguladı.
“Gazze Kadınları, 100 Erkeğe Bedel”
Husu’nun sözleri, Gazzeli kadınların psikolojik ve fiziksel dayanıklılığını da gözler önüne seriyor:
“Gazze kadınları dünyanın en güçlü anneleridir. Hem anne olduk hem de baba. Eşlerini kaybeden yüzlerce kadın çocuklarını yalnız başlarına büyütüyor. Onlar için yıkılmak gibi bir seçenek yok.”
Beş Çocukla Hayata Tutunmaya Çalışan Bir Anne
Vefa Ebu Ayta da savaşın ilk günlerinde eşini kaybeden annelerden biri. Beş çocuğuyla birlikte defalarca yer değiştirmek zorunda kalan Ebu Ayta, temel ihtiyaçlara ulaşmakta bile büyük zorluk yaşadıklarını ifade etti:
“Yemek çok az ve pahalı. Gelir kaynağı olmadan bu yükü taşımak çok zor. Ama çocuklar bize Allah’ın emanetidir, onlara iyi bakmak zorundayız.”
Anne Olarak Kalmadılar, Aynı Zamanda Hayatın Ta Kendisi Oldular
Zorla göç ettirilen, barınaksız bırakılan, temel gıdaya ulaşamayan bu kadınlar sadece kendi yaşamlarını değil, yeni neslin umudunu da sırtlıyor. Her şeye rağmen çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmeye çalışan Gazzeli kadınlar, savaşın karanlığında bile ışık olmayı başarıyor.
