Filistin Neresi, İsrail Neresidir?
Filistin: Filistin, esas itibariyle Suriye ile Mısır ve Akdeniz ile Şeria Nehri arasında kalan topraklardan oluşur. Şeria Nehri'nin döküldüğü Ölüdeniz de (Lut Gölü) Filistin'in doğu sınırına dahildir. Ancak, İsrail'in işgal politikası nedeniyle bugün Filistin, Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs olmak üzere üç parçaya ayrılmış bir coğrafyadır. Başkenti Kudüs’tür. Kamuoyunda taraflı ve Siyonist medyanın etkisiyle Kudüs, İsrail’in başkenti gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.
İsrail: İsrail, 1948 yılında Filistin toprakları üzerine kurulan ve Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze şehirleri dışında kalan topraklarda işgalci konumunda olan ülkedir. Dünya üzerindeki tek Yahudi devletidir. Yüzyıllardır Filistinlilere ait topraklara “Arz-ı Mev’ud/ Vaad Edilmiş Toprak” bahanesiyle gelip yerleşmişlerdir. Başkenti Tel Aviv’dir. İsrail, genel olarak Filistin topraklarında, özellikle de Gazze’de tarihe kara bir leke olarak yazılacak derecede vahşet ve katliam yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir.
Filistin Neden Önemlidir?
Dinî Önemi: Filistin, yalnız Müslümanlar için değil, Yahudilik ve Hristiyanlık gibi İbrahimî dinler için de önemli bir coğrafyadır. Müslümanlar için Filistin coğrafyasının kalbi olan Kudüs son derece ehemmiyetli ve mukaddestir. İlk kıblemiz, dünya üzerinde kurulan ikinci mâbed ve üçüncü Harem’imiz; Kudüs’te Mescid-i Aksa külliyesi içerisindedir.
İslamî Önemi: Kudüs (Beytü’l-Makdis), İslam şehridir ve Mîrâc’a ev sahipliği yapan mukaddes beldedir. İsrâ Sûresi’nde Kudüs, “çevresini mübârek kıldığımız yer” olarak zikredilir. Dünya’da “Arz’ın Arş’a en yakın olduğu yer” olarak tarif edilir. Peygamber kokulu şehirdir ve pek çok peygamber, tebliğ vazifesini bu coğrafyada yerine getirmiştir. Hz. Muhammed, Mîrâc’a yükselmeden önce, Mescid-i Aksâ’da imam olup peygamberlere namaz kıldırmıştır.
Yahudilikte Kudüs: Yahudiler, bu toprakları kutsal sayarlar çünkü peygamberlerine ev sahipliği yapmıştır. Muharref Tevrat’ta Kudüs, “Vaad Edilmiş Topraklar” içinde yer alır. Yahudiler, Hz. Süleyman’ı kral olarak tanırlar ve kutsal mâbedi inşa ettiği için önemserler. Mâbedin bulunduğu tepeye “Sion Tepesi” adı verilmiştir ve zamanla yıkılmış olan bu mâbedin yeniden inşasını arzularlar.
Hristiyanlıkta Kudüs: Hristiyanlar için Kudüs, Hz. İsa’nın doğum yeri olması bakımından önemlidir. Hristiyanların kıblesi ve hac merkezidir. Hz. İsa’nın çocukluğunun bir bölümü burada geçmiş, çarmıha burada gerilmiş ve yeniden dirildiğine inanılır. İlk kilise burada kurulmuş, ilk hristiyan topluluk burada oluşmuştur.
Kubbetü’s-Sahra Nedir?
Mescid-i Aksâ denilince genellikle Kubbetü’s-Sahra akla gelir. Oysa Mescid-i Aksâ, Kubbetü’s-Sahra’yı da içine alan, 144 dönümlük bir alandır. Kubbetü’s-Sahra, Peygamber Efendimiz’in Mîrâc’a yükseldiği Muallak Kayası üzerine bina edilmiştir. Emevî halifesi Abdülmelik bin Mervan tarafından yaptırılan sekizgen yapılı, altın kaplamalı kubbeye sahip bir mesciddir.
Kıble Câmii Hangisidir?
Kıble Câmii’nin bir diğer adı, Cuma Câmii’dir. Hz. Ömer, Kudüs’ü fethedince burayı namaz kılma yeri olarak tayin ettiği için “Ömer Mescidi” de denir. Emevî halifesi Velid bin Abdülmelik tarafından inşa ettirilmiştir. Mescid-i Aksâ külliyesi içerisindeki kurşunî kaplamalı kubbesi bulunan câmidir. Aksâ arazisinin güneyinde yer alır ve Şam Emevî Câmii’nin mimarî özelliklerini yansıtan dikdörtgen yapıdadır.
Filistinliler İçin “Anahtar” Neyi Sembolize Eder?
1948’de Siyonistlerin Filistin topraklarını gasp ederek İsrail Devleti’ni kurmaları üzerine, hemen dönecekleri umuduyla evlerinin kapılarını kilitleyen Filistinliler, bir gün dönme umuduyla yanlarında evlerinin anahtarlarını taşırlar. Bu anahtarlar, vatana dönmek için bir umut ve sembole dönüşmüştür. Eriha şehrinin girişinde üzerinde, “Bir gün mutlaka döneceğiz!” yazısı bulunan bir anahtar yer alır.
Burak Duvarı ile Ağlama Duvarı Aynı Şey midir?
Burak; Mîrac gecesinde Peygamber Efendimiz’i taşıyan binektir. Efendimiz, Mekke’den Kudüs’e bu binekle gider ve Mescid-i Aksâ alanı içerisindeki duvara bağlayıp Mîrâc’a yükselir. Müslümanlar bu yere “Burak Mescidi”ni yaptırırlar. Müslümanların “Burak Duvarı” dedikleri duvara, Yahudiler “Ağlama Duvarı” adını verirler. Siyonistler ve yanlı medya da “Ağlama Duvarı” ifadesini kullanır. Yahudiler, bu duvarı Süleyman Mâbedi’nden bir kalıntı kabul ettikleri için kutsal sayarlar.
Tarihî Câmi ve Eserlerimizdeki Semboller, Neden İsrail Bayrağına Benziyor?
“Mühr-i Süleyman” yahudilerin adlandırmasıyla “Davud Yıldızı”, tersine iç içe geçmiş iki eşkenar üçgenden oluşan semboldür. Bu sembol, mitolojik zamanlardan itibaren “bereket ve güç sembolü” diye algılanmış, pek çok millet ve kültür tarafından kullanılmıştır. Yahudi bilginlere göre, David’in kalkanının üzerinde bu şekil mevcuttu ve yıllar sonra Yahudilerin özel ve resmî sembolü olarak kabul edilmiştir. İsrail’in kurulmasıyla bu sembol devletin bayrağında kullanılmaya başlanmıştır.
Ancak, bu sembol, tarih boyunca pek çok kültür tarafından da kullanılmıştır. Ön Türk boylarında “Tamga” olarak, daha sonraki Türk boylarında ise “Çolpan Yıldızı” diye adlandırılmıştır. 6 köşeli yıldız, Karamanoğulları, Germiyanoğulları ve Candaroğulları Beyliği’nin sancağında, Anadolu Selçuklularının, Artukoğulları’nın, İlhanlılar’ın mîmarî eserlerinde ve kitâbelerinde amblem olarak çokça kullanılmıştır.
Bir sembol olması bakımından Mühr-i Süleyman, Yahudi ve mason ustaların eserlerinde olduğu kadar İslam tezyinî sanatlarının metal, ahşap, mimarî, dokuma gibi pek çok dalında nakış maksadıyla kullanılmıştır.