Faydalı Bilgiler

Dünya Bir Oyundu, Kaybeden Sen Olma! Ahireti unutmanın tehlikeleri nelerdir?

İnsanlık, geçici dünya nimetlerine sarılırken ebedî âhireti ihmal ediyor. Oysa akl-ı selîm sahibi kimse, kalıcı olanı tercih eder. Fânî dünyaya aldanan ise, kuru bir leş uğruna cennet sofralarını terk eden kediler gibi gaflet içindedir.

Abone Ol

İslâm düşüncesinde, dünya hayatı bir imtihan yurdu; âhiret ise ebedî yurt olarak tarif edilir. Günümüzde birçok insan, geçici menfaatler uğruna ebedî hayatını feda etmekte, sonsuzluğu birkaç günlük heveslerle değişmektedir. Bu durumu merhum Necip Fazıl, “Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum; Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum…” mısralarıyla veciz bir şekilde özetlemiştir.

Hikmet sahiplerinin ifadesiyle; altından bile olsa fânî olan dünya, çamurdan ama bâkī olan âhiretten daha kıymetli değildir. Akıl ve basiret sahiplerinin görevi, geçici olanı ebedîye feda etmektir. Bu hakikat Kur’an-ı Kerîm’de de defalarca vurgulanır:

“Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Âhiret yurdu ise, asıl hayattır.” (el-Ankebût, 64)

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- dünyaya olan mesafesini şu veciz ifadeyle açıklamıştır:

“Ben bu dünyada, bir ağacın altında gölgelenip sonra yoluna devam eden bir yolcu gibiyim.” (Tirmizî)

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-’ın gözyaşları içinde şahit olduğu o sade hayat, bize Peygamber Efendimiz’in dünya malına olan ilgisizliğini ve âhirete yönelik derin bakışını gösterir. Bugün lüks içinde yüzen insanlar, sadelik içinde yaşamayı bir eksiklik sayarken, Allah Rasûlü’nün bir hasır üzerinde uyuması, dünya ile âhiret dengesinin ne olması gerektiğini gözler önüne seriyor.

Âyet-i kerîmelerde dünya hayatının süslerine aldananlara defalarca ikaz vardır:

“Hayır! Doğrusu siz, çarçabuk geçeni seviyor, âhireti bırakıyorsunuz.” (el-Kıyâme, 20-21)

Allah dostlarının gönlünde ise, dünya bir serap, bir oyuncaktan ibarettir. Süfyân-ı Sevrî’nin, “Dünyada kalacağın kadar dünyana, âhirette kalacağın kadar âhiretine çalış!” nasihati, bu dengenin formülüdür.

İbretlik bir tablo da, iki kedinin çürümüş bir fare leşi uğruna birbirine saldırmasıdır. Bu görüntü, dünyevî menfaatler uğruna kardeşliğin, dostluğun ve değerlerin nasıl feda edildiğini acı bir şekilde yansıtır.

Son söz ise Cenâb-ı Hakk’ın kelâmında gizlidir:

“Allâh’ın sana verdiğinden âhiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasîbini unutma!” (el-Kasas, 77)