HABER MERKEZİ _Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, direnişin silahı konusunda “sakin” bir diyaloga açık olduklarını vurguladı ancak ateş topunun Lübnan ordusunun sahasına atılmasını kabul etmediklerini belirterek Amerikan belgesinin geçen yıl Kasım ayında yapılan ateşkes anlaşmasını aştığını ifade etti.
İmam Musa es-Sadr ve beraberindeki Şeyh Muhammed Yakub ile gazeteci Abbas Bedreddin’in kaçırılmasının 47. yıldönümünde konuşan Berri, Lübnan’ın ateşkes anlaşmasının gereklerini yerine getirdiğini ancak “siyonist varlığın hiçbir taahhüdünü yerine getirmediğini, işgalini artırdığını ve saldırılarını sürdürdüğünü” vurguladı.
İşgalci rejimin Lübnan topraklarından çekilmemesine tepki gösteren Berri, “Direnişin silahı bizim şerefimiz ve onurumuzdur” dedi. Bu konunun, ulusal güvenlik stratejisi oluşturacak şekilde, “sakin bir söylem” altında tartışılabileceğini kaydetti.
Berri, tehdit ve anayasaya aykırı girişimlerin yanı sıra ateşkes anlaşmasının çiğnenmesini reddettiğini belirterek, “Şu anki dönem yaraları deşme ya da yıkım üzerinde dans etme zamanı değildir” dedi. Savaşın uzamasına bel bağlayanların dengeyi bozduğunu ve işgalci tanklarının gölgesinde hedeflerine ulaşmaya çalıştığını ifade etti.
Meclis Başkanı, “silahın yalnızca devletin tekelinde olması” yönündeki hükümet kararının mezhepsel değil, ulusal bir tutum olduğunun altını çizdi. Ancak Amerikan belgesinin, hem bu ilkeyi hem de Kasım 2024 ateşkes anlaşmasını aştığını söyledi.
Berri ayrıca, nefret söyleminin “toprakları özgürleştiren direnişin silahından daha tehlikeli” olduğuna dikkat çekerek, işgal saldırılarından etkilenen köylerin yalnızca Şiilere değil, Sünni ve Hristiyan topluluklara da ait olduğunu hatırlattı.
Netanyahu’nun “Büyük İsrail” hayaline karşı Lübnan’ın birlik içinde olması gerektiğini vurgulayan Berri, konuşmasını “Biz sadece birlik ve işbirliği çağrısı yapıyoruz… Lübnan’ı koruyacak ve fitneleri engelleyeceğiz” sözleriyle tamamladı.
