Gazze’de siyonist rejimin çocuk, kadın demeden soykırımda bulunmasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu dile getiren Acu, konunun Türkiye kamuoyunda daha fazla gündeme gelmesi gerektiğini ifade etti.

Acu, işgal ordusunda görev yapan Türkiye vatandaşlarının durumunun toplum ve vicdan nezdinde büyük önem taşıdığını belirtti.

Acu, “siyonist rejim ordusunda görev yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının durumu toplum ve vicdan nezdinde gerçekten çok önem arz ediyor. Malumunuz, israil terör devleti, Filistin halkına karşı işlediği insanlık suçlarıyla tanınıyor. Gazze’de çocukları, kadınları ve sivilleri katleden, uluslararası hukuku hiçe sayan bir ordudan söz ediyoruz. Bu orduya katılan bir kişi, sadece bir başka ülkenin ordusunda görev yapmış olmuyor; aynı zamanda insanlığa karşı suçlara da ortak oluyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup, Gazzeli kardeşlerimizi şehit edip, ardından da hiçbir şey olmamış gibi aramızda gezen birilerinin varlığı bile asla kabul edilmemeli." ifadesini kullandı.

Orada yapılan askerlik hizmetinin insanlık suçu olduğunu söyleyen Acu, vatandaşlıkla ilgili yasal düzenlemelerin yetersizliğine dikkat çekti.

Acu, “Vatandaşlık Kanunu’nda bu konuyla ilgili elbette bazı hükümler var; ancak bunlar yetersiz kalıyor. Kendi iradesiyle yabancı bir devletin ordusuna girenlerin vatandaşlıktan çıkarılması öngörülüyor, ancak uygulamada bu mekanizma işlemiyor. Hele ki siyonist israil terör devleti söz konusu olduğunda bu boşluk çok daha vahim bir hâl alıyor. Çünkü orada yapılan sözde askerlik hizmeti, doğrudan insanlık suçlarına ortaklık anlamına geliyor.

“Terör ordusunda görev alan hiç kimse bu ülkenin vatandaşı olamaz”

Siyasi partilerden HÜDA PAR’ın hazırladığı ve Meclis’e sunduğu kanun teklifinin yaklaşık iki yıldır gündeme alınmadığını belirten Acu, teklifin taşıdığı önemi vurguladı.

İsrail, Gazze’nin En Yüksek Binası Al-Ghafri Kulesi’ni Yerle Bir Etti
İsrail, Gazze’nin En Yüksek Binası Al-Ghafri Kulesi’ni Yerle Bir Etti
İçeriği Görüntüle

Acu, “İşte bu nedenle, HÜDA PAR'ın Meclis’e sunduğu soykırım suçuna karışmış çifte vatandaşlarla ilgili kanun teklifi önem arz ediyor. Teklif içeriğinde, israil ordusunda görev alanların vatandaşlıklarının derhâl düşürülmesini ve cezai sorumluluklarının da açıkça düzenlenmesini öngörüyor. Fakat maalesef bu teklif 2 yıla yakın süredir henüz Meclis’in gündemine dahi gelmedi. Açıkçası ben bazı kirli ellerin bu kanun teklifinin görüşülmesini engellediğini düşünmekteyim. Çünkü mevcut kanunlar bu konuda maalesef caydırıcı bir mekanizma sunmuyor. Mevcut düzenlemeler hem muğlak hem de uygulamadan yoksun. Yaptırım gücü zayıf kalıyor. Eğer bu kanun teklifi yasalaşırsa, Türkiye ilk defa açık ve net bir tavır koymuş olacak: Ancak birileri bunun olmasını istemiyor. Filistinli çocukları öldüren terör ordusunda görev alan hiç kimse bu ülkenin vatandaşı olamaz, olmamalı. Bu sadece Filistin halkına değil, Türkiye’nin hukuk devleti kimliğine ve milletimizin vicdanına da bir bağlılık göstergesi olacaktır.” dedi.

“Bu mesele hem hukukun hem vicdanın meselesidir”

Bu konunun sadece hukuki değil, aynı zamanda ahlaki ve vicdani bir sorumluluk taşıdığını ifade eden Acu, işgal ordusunda görev almanın sonuçlarına dikkat çekti.

Acu, "Bu kişilerin israil ordusunda görev yapması, sadece hukuki değil, aynı zamanda da ahlaki bir sorundur. Burada söz konusu olan sıradan bir askerlik değil. siyonist işgal ordusunda görev almak, Gazze’de bombalanan hastanelerde, yıkılan camilerde, şehit edilen çocukların kanında pay sahibi olmak demektir. Türkiye’nin vicdan sahibi her ferdinin, böyle bir ihanete ‘hayır’ demesi gerekir. Çünkü bu mesele hem hukukun hem de vicdanın meselesidir.” diye konuştu.

Yetkililere çağrıda bulunan Acu, devletin bu konuda net bir tutum sergilemesi gerektiğini ifade etti.

Acu, “Bu hususta Türkiye'nin yapması gereken, bu kişilerin kimliklerinin tespit edilmesi, mevcut hukuki boşlukların giderilmesi ve Meclis’te bekleyen bu kanun teklifinin vakit kaybetmeden yasalaştırılmasıdır. Devlet, vatandaşlıktan çıkarma mekanizmasını işletmeli, aynı zamanda cezai sorumluluk açısından da yargı süreci başlatmalıdır. Aksi hâlde Türkiye, Filistin davasına sahip çıkan bir ülke olarak inandırıcılığını kaybeder.” değerlendirmesinde bulundu.

“Siyasi bir tartışma değil, İnsanlık meselesi”

Toplumsal farkındalığın da artırılması gerektiğini vurgulayan Acu, sözlerini şöyle tamamladı: “Toplumun şunu bilmesi lazım. israil ordusuna katılan biri, sadece bir asker değildir; işgalci ve katil bir makinenin parçasıdır. O kişilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kalması, ülkemizin onuruyla bağdaşmaz. Bu yüzden HÜDA PAR’ın Meclis’e sunduğu kanun teklifinin bir kez daha önemine vurgu yapmak istiyorum. Çünkü bu mesele bir ‘siyasi tartışma’ değil, doğrudan bir ‘insanlık meselesidir.'” (İLKHA)

Kaynak: İLKHA