Afganistan'ın uzun süredir çalkantılı siyasi ve ekonomik krizlerle boğuşması, binlerce ailenin mağaralarda yaşamaya devam etmesine neden oluyor. AA muhabirleri, Bamyan mağaralarında Afgan ailelerin yaşam mücadelesini görüntüledi.
Bamyan vilayetinde, başkent Kabil'in yaklaşık 4 saat batısında yer alan bölgede, geçtiğimiz sene son yılların en sert kışı yaşandı. Bamyanlı aileler, gelirleri yetersiz olan ve temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlar arasında yer alıyor. Taliban'ın 2001 yılında yok ettiği Buda heykellerini barındıran dağ sırası boyunca uzanan mağaralarda yaşamlarını sürdürüyorlar.
Bamyanlı yerel gazeteci Seyyid Ahmed Musevi, Teybuti bölgesindeki mağaralarda 1400'den fazla ailenin yaşadığını belirtti. Musevi, BM'nin bu ailelere ev yapma sözü verdiğini ve projenin şehir merkezine nispeten uzak bir bölgede başladığını aktardı. Aileler, evlerin teslimini bekliyorlar.
Mağaralarda yaşayan ailelerin en büyük sorunları arasında içme suyu temini ve haşereler yer alıyor. Aileler, 5-10 metrekarelik mağaralarda yaşıyor ve bazıları zamanla evlerini genişletmek için kerpiçlerle duvar örüyor. Ancak içme suyunu temin etmek için uzak mesafedeki su kuyularına gitmek zorunda kalıyorlar ve yaz aylarında ise haşerelerin istilasına uğruyorlar. Mağara duvarlarından dökülen toz ve taş parçaları ile yağmur suyunun içeri sızması da büyük bir sorun haline geliyor.
Solar paneller aracılığıyla enerji sağlayan aileler, bu şekilde telefonlarını şarj edebiliyor ve aydınlatma sağlayabiliyorlar. Ancak solar panel bulunmayan aileler gece karanlıkta kalıyor ve bu durum kış aylarında özellikle zorlu bir hal alıyor. Afganistan'da mağaralarda yaşayan Alizade ailesi, 20 yıldır yaklaşık 10 metrekarelik bir mağarada yaşam mücadelesi veriyor. Baba Niyaz Muhammed Alizade, ağır fiziksel işlerde çalıştığını ve üç çocuğunun okula gidemediğini belirtiyor. Aile, böceklerden ve akreplerden korktuklarını ve çocuklarının her an sokulma tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını ifade ediyor. Zeynep Alizade ise evlendiğinde mağarada yaşamayı hiç düşünmediğini söyleyerek, kendi evlerine sahip olmanın tek dileği olduğunu dile getiriyor.
Nevruz ailesi ise 10 yıldır dört çocuğuyla birlikte mağarada yaşam sürdürüyor. Anne Begüm Nevruz, mağaradaki delikleri sürekli kapatmaya çalıştıklarını ancak toprak ve taş döküntüleri nedeniyle yeni deliklerin oluştuğunu ve haşere sorununu çözememekten şikayetçi. Ayrıca, bir oğullarının akrep sokması sonucunda hayatını kaybettiğini ve kocasının da geçmişte mayın patlaması sonucu yaralanarak çalışamaz hale geldiğini söylüyorlar. Aile, yardımlar ve borç alarak geçinmeye çalışıyor.
İmamdad Hüseyni ise solar panel kullanarak dört ampulü aydınlatıp cep telefonunu şarj edebildiklerini ancak kış aylarında büyük ölçüde karanlıkta kaldıklarını belirtiyor. Hüseyni, eşi, babası ve iki çocuğuyla birlikte sekiz yıldır mağarada yaşadıklarını ve geçen kış sıcaklığın eksi 36 dereceye kadar düştüğünü dile getiriyor. İçme suyu temini ve elektrik sorunlarının yanı sıra ekonomik zorluklarla da mücadele ettiklerini ifade ediyor.
Mağaralarda yaşayan ailelerin zorlu koşullar altında hayatta kalmak için verdikleri mücadele, Afganistan'ın içinde bulunduğu insani krizin bir yansıması niteliğinde. Bu aileler, temel ihtiyaçlarını karşılamak ve daha iyi bir yaşam için umutlarını koruyarak zorlu koşullara rağmen ayakta kalmaya çalışıyorlar.



