Tek düzelik ise sürekli aynı durumda olmak, değişmeyen bir halde bulunmaktır. Bu durum içtenliği teşvik eder ve içtenlik dikkatsizliğe yol açar. Yüzeysel bakış ise bir şeye yüzeysel ve basitçe bakmak veya değerlendirmektir. Bu üçü, insanları gaflete sürükleyen terimler olarak kabul edilir. Aslında gaflet hallerimiz bu terimlerle açıklanabilir. Risale-i Nur Külliyatı'nda geçen bölümlerden alıntılar yaparak bu konuyu ele alacağım.

"Çünkü istikrar, sessizlik, hareketsizlik, tevakkuf; varlıkta ve durumlarda bir eksikliktir. Hatta en büyük bir lezzet bile, istikrar içinde yok olur." (Sözler – 472)

"Sessizlik ve istikrar, hareketsizlik, tevakkuf; bir bakıma eksiklik, zarardır. Hareket ve değişim; varlıktır, iyidir. Hayat, hareketle kemale erer; değişiklik vasıtasıyla ilerler." (Mektubat – 45)

Hayat, zıtlarla ve değişimle gelişir. Sürekli aynı durumda olmak insanı dikkatsizliğe götürür. Evren sürekli değişmektedir, dinamiktir. Peygamberimiz (ASM) günde yüzlerce kez tövbe ederdi. Günahtan değil, önceki haline. Her an daha fazla bilgi ediniriz. Sürekli aynı şeyleri yapamaz, sürekli aynı yerde kalamaz, sürekli aynı düşüncelerle hareket edemezsiniz. Sürekli yatağa mahkum olanların durumunu herkes bilir. Sabitlik ve statükoculuktan Allah'a sığınıyorum. Kişisel statükoların evrendeki etkisi büyüktür.

"Şimdi Siracünnur başındaki münacatı okudum. Sessizlik, alışkanlık ve istikrar perdeleri altında harika gerçeklikler olduğunu gördüm. Özellikle dikkatsizler, doğal eğilimliler ve felsefenin dinsiz kısmı, bu doğal yasaların perdesi altında kudret mucizelerini görmeyerek, olağanüstü bir gerçeği, basit sebeplere atfederler. Her şeyi bilirken, Mutlak Kudret'in bilgeliğini engellerler. Nimetlerini görmemek için körleşirler, şükür ve hamd kapısını kapatırlar." (Emirdağ-2, 121)

"Kur'an'dan ve peygamberane münacat olan Cevşenü'l-Kebir'den aldığım bu dersimi, bir tefekkür ibadeti olarak, Rahim Rabbimizin huzuruna sunmakta bir kusur ettiysem, Kur'anı ve Cevşenü'l-Kebir'i şefaatçi ederek af dilemek istiyorum." (Lemalar – 374)

Yukarıdaki münacat 3. Şua olarak neşredilmiştir. Gerçekten harika bir risaledir, Üstadın dediği gibi çok ince gerçekler içerir. Sürekli akıcı bir şekilde okunduğunda alışkanlık kazandırır. Bazen bu risaleyi müzakere ederek alışkanlığı kırabiliriz.

Sürekli okuduğum Cevşen'in harikalarını bir süre sonra sıradan bir dua gibi görmeye başlıyorum. Yukarıdaki cümlede belirtildiği gibi, sürekli okumam beni Cevşen'e karşı alışkanlık oluşturuyor. Binlerce harikası olan bu muhteşem dua, bir süre sonra sıradan bir dua gibi görünüyor. Allah korusun, alışkanlık bizi saygısızlığa kadar götürebilir.

Bir başka örnek de Süleymaniye'nin eşsiz mabedi. Süleymaniye'nin muhteşem minaresi, harika mihrabı ve kubbeleri her defasında aynı etkiyi yaratmaz. İnsan alışkanlık kazanır. Bu nedenle camii minaresi, manevi açıdan her defasında aynı etkiyi yaratmaz. İlk defa gördüğünüzde etkilenebilirsiniz ancak bir süre sonra etkisi azalır.

Sonuç olarak içtenlik, tek düzelik ve yüzeysel bakış bizleri dikkatsizliğe götüren kavramlardır. İçtenlik sürekli aynı şeyleri yapmamıza neden olur ve bu bizi dikkatsizliğe götürür. Tek düzelik bizi dikkatsizliğe sürükler çünkü sürekli aynı durumda olmak, sürekli aynı yerde kalmak, sürekli aynı şeyleri yapmak insanı dikkatsizleştirir. Yüzeysel bakış, bir şeyin yüzeyine bakmak veya yüzeysel bir şekilde bakmak demektir. Bu, insanları dikkatsizliğe sürükler çünkü derinlemesine düşünmek yerine yüzeysel bir şekilde değerlendiririz. Allah bizi dikkatsizliğe düşmekten korusun.