Miladi 613-614 yıllarında yaşanan İran-Roma savaşı, tarihte önemli bir dönemeçtir. İran'ın galibiyeti, o dönemde Arap Yarımadası'nda bulunan putperest Araplar arasında, İslam'ın yükselişine dair umutları artırmıştı. Ancak bu süreçte, Müslümanlar için bir moral kaynağı olan Rum Sûresi'nin ayetleri indirilmiştir.

Rum Sûresi, Romalıların yakın bir gelecekte bir zafer elde edeceğini müjdeleyen ayetlerle doludur. Bu ayetler, Müslümanların moralini artırmış ve gelecek zaferlere olan inançlarını güçlendirmiştir. İşte bu müjdeli haberlerden biri, İran'ın Roma'yı mağlup etmesinin ardından gerçekleşmiş ve Müslümanlar, Bedir zaferi ile birlikte iki sevinci bir arada yaşamışlardır.

Günümüzde ise, İran'ın "Gerçek Vaad" operasyonu, farklı yorumlara yol açmaktadır. Ancak her yorumun ümmetin çıkarları doğrultusunda olması gerekmektedir. Rum Sûresi'nin vurguladığı gibi, Filistin'deki zulmü sona erdirecek her adım, Müslümanlar için bir sevinç kaynağı olmalıdır. Ancak operasyonun stratejik hedefleri ve sonuçları da dikkate alınmalıdır.

Aksa Tufanı'nın hatırlanması, işgalci rejim için yıkıcı bir etkiye sahiptir. Bu nedenle, her Müslüman'ın bu mücadeleye destek olması ve Filistin halkının yanında durması önemlidir. Ancak, operasyonun Gazze'ye etkileri de göz ardı edilmemelidir. HAMAS'ın operasyona verdiği destek, İran'ın onurunu koruma çabası olarak görülmektedir. Ancak Filistin halkının yaşadığı acıların sona erdirilmesi için daha fazla çaba sarf edilmelidir.

Sonuç olarak, Kudüs, Mescid-i Aksa ve Gazze konularında tüm İslam ülkelerinin birlik olması ve mazlumları desteklemesi gerekmektedir. Bu, sadece Filistin halkının değil, tüm İslam ümmetinin ortak sorumluluğudur.