Bu kutlu müjde, İslam'ı tebliğ etmenin ne kadar büyük bir sevap ve sorumluluk olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Ukbe bin Âmir (r.a.)’ın rivayet ettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Kimin eliyle bir kimse Müslüman olursa, onun için Cennet vacip olur.”
(Câmiu’s-Sağîr, Hadis No: 8435)

Bu hadis-i şerif, bir insanın iman etmesine vesile olmanın ne denli yüce bir fazilet taşıdığını ortaya koyuyor. Tebliğ ve davet vazifesini yerine getiren müminler, yalnızca başkalarının hayatını değil, kendi ebedi kurtuluşlarını da inşa etmiş oluyorlar.

Niyeti Güzel Olanın Günahı Bağışlanır
Niyeti Güzel Olanın Günahı Bağışlanır
İçeriği Görüntüle

İslam âlimleri, bu hadisi değerlendirirken şöyle der: “Hidayete vesile olan kişi, kişinin imanıyla sevaba ortak olur. Allah Teâlâ da bu kimseye rahmetiyle muamele eder ve onu Cennet’le mükâfatlandırır.” Bu yönüyle hadis, hem bireysel sorumluluğumuzu hem de toplumsal görevimizi hatırlatıyor.

İslam’ın güzelliğini yaşamak ve yaşatmak, çevremizdeki insanlara örnek olmak, yalnızca bir erdem değil; aynı zamanda ilahi bir davetin temsilcisi olmaktır. Günümüzde özellikle dijital medya, bireysel tebliğin yaygınlaşması için büyük imkânlar sunarken, bu hadis müminleri daha bilinçli hareket etmeye teşvik ediyor.

Muhabir: Musap Yeşilmen