Fıkıh terimi olarak "hibe", karşılıksız olarak bir malın mülkiyetinin bedelsiz olarak başkasına verilmesini ifade eder. Bu terim, lütfetmek, bağışlamak anlamına gelir. Hibe, iki taraflı bir akit olup, tarafların irade beyanıyla kurulur ve hibe edilen malın teslimi ile tamamlanır.

Namazda Okunan Kısa Sureler: Sırasıyla Namaz Sureleri Namazda Okunan Kısa Sureler: Sırasıyla Namaz Sureleri

Hibenin Geçerli Olması İçin Gerekenler:

  1. Hibe anında malın mevcut olması ve belirli olması,
  2. Bağışlayana ait olması,
  3. Tarafların rızalarının bulunması,
  4. Bağışlayanın eda ehliyetine sahip olması.

Tam edâ ehliyeti aranmaz; yani eksik edâ ehliyeti bulunan mümeyyiz çocuk ve bunağın hibeyi kabul etmeleri geçerlidir.

Hibeden Dönme:

Usulüne uygun olarak yapılan ve kabz ile tamamlanan hibe akdinden dönme kural olarak caiz değildir. Hz. Peygamber bu durumu kınamıştır. Ancak Hanefîler, hibeyi kabul eden kişinin rızası veya hâkim kararı ile hibeden dönülebileceğini kabul etmişlerdir.

Rücu Hakkı Bulunmayan Durumlar:

  • Hibenin kan hısımları ve sıhrî hısımlar arasında yapılması,
  • Karşılık veya şarta bağlanması,
  • Bağışlanan malda ayrılmaz bir fazlalık meydana gelmesi,
  • Malın hibeyi kabul edenin mülkiyetinden çıkması,
  • Malın helâk olması,
  • Taraflardan birinin ölümü,
  • Hibenin sevap amacıyla yapılması,
  • Hibenin borcun ibrası şeklinde yapılması.

Şartlı Bağışlarda Rücu Hakkı:

Şartın yerine getirilmemesi halinde hibe edenin rücu hakkı saklıdır.

Editör: Masume Masume