İsrail'de zorunlu askerlik hizmetiyle ilgili tartışmalar yeniden alevlendi. 21 Temmuz'dan itibaren başlayacak celp işlemleri, gelecek yılın asker alımlarını kapsayacak. İşgal ordusunun, siyasi düzeyde alınan kararlar ve yasalara uygun şekilde hareket etmeye devam edeceği ve artan operasyonel ihtiyaçlar çerçevesinde toplumun her kesiminden askere alımların süreceği vurgulandı.
Bu düzenlemeye karşı çıkan ultra ortodoks Yahudiler, sokaklara döküldü. İsrail'de laik partiler, özellikle Gazze'ye yönelik saldırıların sürdüğü ve kuzeyde Lübnan Hizbullahı ile çatışma riskinin arttığı bir dönemde, dindar Yahudilerin de savaş yükünü paylaşmasını talep ediyor. Ancak, Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin koalisyon ortakları arasında yer alan Şas Partisi lideri Arya Deri ve Birleşik Tevrat Yahudiliği lideri Moshe Gafni, dindar Yahudilerin askere alınmasına şiddetle karşı çıkıyor.
Ana muhalefet lideri Yair Lapid, İsrail Yüksek Mahkemesi'nin Ultra Ortodoks Yahudi (Haredi) erkeklerin zorunlu askerlikten muaf tutulmasının yasal dayanağı olmadığına ve askerliğe uygun olanların göreve alınması gerektiğine yönelik kararına destek verdi. Mahkeme, 25 Haziran'da oy birliğiyle aldığı kararda, askere alınmayanların kamu tarafından finanse edilen sosyal yardım ve eğitim yardımlarından yararlanamayacağını belirtti.
Gazze Şeridi'ne yönelik 7 Ekim'den bu yana devam eden saldırılar ve işgal ordusunun verdiği kayıplar, Haredilerin silah altına alınması tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Netanyahu liderliğindeki koalisyonda yer alan iki Ultra Ortodoks parti, bu konuda şiddetle karşı çıkarken, Yüksek Mahkeme'nin kararı, İsrail'de önemli siyasi ve toplumsal sonuçlar doğuracak gibi görünüyor.
Ultra Ortodoks Yahudileri askerlik hizmetinden muaf tutan yasal düzenleme, Mart 2024'te sona erecek. Bu tarihten itibaren askerlik yapmayı reddedenler, devletin sağladığı sosyal yardım ve eğitim desteklerinden faydalanamayacak. Çoğunlukla dini gerekçelerle askere gitmeyi reddeden Harediler, 9 milyonluk İsrail nüfusunun yaklaşık yüzde 12'sini oluşturuyor.
Bu tarihi karar, İsrail'de yeni bir iç kargaşa yaratma ve kültürel bir çatışmayı körükleme potansiyeline sahip. Ultra ortodoks Yahudilerin protestoları ve hükümetin bu karara vereceği yanıt, ülkenin gelecekteki toplumsal dinamiklerini belirleyecek önemli gelişmeler arasında yer alıyor.