Abulhawa, sosyal medya hesabında paylaştığı video mesajında, Gazze'ye ikinci kez gitmesinin, bölgedeki soykırımın başlamasından bu yana olduğunu belirtti. Han Yunus'un tamamen yıkıldığını ve Nasır Hastanesi'nde büyük bir enkazın olduğunu vurguladı. Abulhawa, dünya toplumunun savunmasız bir şekilde bırakılan, çoğunluğu çocuk olan sivil nüfusu hatırlattı ve oradaki insanların terk edilmiş ve ölümü bekleyen bir durumda olduklarını ifade etti.

İşgal rejiminin sınır kapılarını kapatması felakete yol açabilir! İşgal rejiminin sınır kapılarını kapatması felakete yol açabilir!

İşgal ordusunun geri çekilmesinden sonra hastanede toplu mezarlar bulunduğunu hatırlatan Abulhawa, bu cesetlerin çoğunun sağlık çalışanlarına ve hastalara ait olduğunu belirtti. Bu durumu bir soykırım ve yerli halkların yok edilmesi olarak nitelendirdi.

Han Yunus'taki Sivil Savunma Birimi Müdürü Yamin Ebu Süleyman ise 2 gün önce yaptığı açıklamada, Nasır Hastanesi yerleşkesinde 392 cesedin bulunduğu 3 toplu mezar tespit edildiğini söyledi. Cesetlerin bazılarında işkence izlerine ve infaz edildiklerine dair işaretler bulunduğunu ve bazılarının canlı canlı gömüldüğünü tahmin ettiklerini belirtti.