Ölen yakınlarımız, dostlarımız ve diğer müminler, bu dünyadan ayrıldıktan sonra bizlerin dualarını beklerler. İslam kaynaklarında, kabir hayatına gönderilen duaların ve yapılan iyiliklerin değeri sıkça vurgulanır. Bizler sevdiklerimize hediyeler göndererek, onlara dualar ederek ve hayırlı ameller yaparak değer veririz. Bu, onların kabir hayatına ulaştırdığımız bir armağan, bir berekettir.
Ne mutlu o kişilere ki, arkalarında onları hatırlayan ve unutmayan dostlar bırakmışlardır. Kabre girince unutulmamak, arkamızdan dua edilen bir hayat sürmek, müminler için en büyük nimetlerden biridir. Bu anlamda, vefat edenler için yapılan duaların ve sadakaların önemi büyüktür. Bu dualar, onların ruhlarını teselli eder, kabirlerini nurla doldurur ve ahiretteki derecelerini yükseltir.
Hadis-i şeriflerde de bu husus açıkça belirtilmiştir: “Şüphesiz ki Allah Teâlâ, salih bir kulunun cennette derecesini yükseltir. O: ‘Ya Rabbi! Bu bana nereden geldi?’ diye sorunca, Mevla Teâlâ: ‘Çocuğunun senin için istiğfar etmesi sebebiyle’ buyurur.” Bu, özellikle çocukların anne ve babalarına dua ederek nasıl büyük bir iyilik yapabileceğinin açık bir göstergesidir.
Buna ek olarak, Peygamber Efendimiz (asm) bir mümine annesi vefat ettikten sonra sadaka vermesinin ona fayda sağlayacağını belirtmiştir. Bu, vefat edenler için yapılan amellerin hâlâ kıymetli olduğunu ve Allah katında kabul gördüğünü gösterir. Kul vefat edince amelleri kesilse de üç amel devam eder: Sadaka-i cariye (sürekli devam eden sadaka), kendisiyle faydalanılan bir ilim ve kendisine dua eden salih bir evlat. Bu, bizlere ölenler için yapacağımız iyiliklerin kalıcı ve değerli olduğunu hatırlatır.
Ayrıca Resulullah (asm), anne ve babaya vefatlarından sonra da iyilik yapılabileceğini, dualar edilebileceğini ve onların dostlarına ikramda bulunulabileceğini ifade etmiştir. Bu, ölenlere olan bağımızı koparmadan, onlara sevgimizi ve saygımızı sürdürmenin yollarından biridir. Anne ve babanın akrabalarına ve dostlarına yapılan iyilikler, ölen kişinin sevap kazanmasına vesile olur.
Vefat edenlere yapılan duaların ve sadakaların önemi sadece aile bireyleriyle sınırlı değildir. Onların dostlarına, çevresine ve toplumuna yapılan hayırlı ameller de ölen kişi için sevap kazandırır. Bu, İslam’da ölümden sonraki bağış ve iyilik anlayışının ne kadar kapsamlı olduğunu gösterir. Her yapılan iyilik, ölen kişiye ulaştırılabilecek bir hediye niteliğindedir.
Bizler de Rabbimizden dua ederiz: Ya Rabbi, berzah âlemine göçen sevdiklerimiz için yaptığımız duaları onlara ulaştır, onları bizden hoşnut ve razı eyle. Arkamızdan bizlere de dua edecek hayırlı nesiller bırakmayı bizlere nasip eyle. Kabir âlemine göçüp arkamızdan dualar edilen, unutulmayan hakiki dostları bizlere ihsan eyle.
Sevdiklerimiz için yapılan her iyilik, gönderilen her sadaka ve edilen her dua, hem onların hem de bizim ruhumuza bereket katar. Onları hediyesiz bırakmamak, kabir hayatlarını kolaylaştırmak ve Allah’ın rahmetini celbetmek için en güzel yoldur. Ölenlerin ardından yapılan bu hayırlı ameller, hem dünyada hem ahirette bağımızı güçlendiren büyük bir nimettir.
Unutulmamalıdır ki, kabir âleminde yapılan dualar ve hayırlı ameller, ölen kişinin ruhunu teselli eder ve Allah’ın rahmetini üzerine çeker. Bu nedenle, sevdiklerimizi arkamızda bırakmadan önce onlara dualarımızı göndermek, onların adını hayırla anmak ve onları kabir hayatında yalnız bırakmamak, imanımızın bir gereğidir.