Düşük Tansiyon Nedir?

Tıp dünyasının dilinde "kan basıncı" olarak adlandırılan tansiyon, vücudumuzun temel denge noktalarından biridir. Bu denge, kalbin kanı vücudun farklı bölgelerine taşıyabilmesi için gereken basınç ve gücü nasıl sağladığını anlatır. Kalbin her atımında, kan damarlarımız boyunca akar ve bu akış sırasında damar duvarına uygulanan gerilime bağlı olarak tansiyon oluşur. Sağlıklı bir dolaşım sistemi, kanın yeterli şiddette ve basınçta akmasını gerektirir. Eğer tansiyon düşükse, kan bazı bölgelere yeterince ulaşamayabilir ve bu da dokularda fonksiyon bozukluklarına ve hücre kaybına yol açabilir.

Tansiyon, iki temel faktörün etkileşimiyle belirlenir: kan miktarı ve kalp atım gücü. Kalp, kanı vücuda pompalarken ne kadar güç harcadığıyla doğrudan ilişkilidir. Kan miktarı da dolaşım sisteminin içinde ne kadar kan olduğunu ifade eder. Bu nedenle, kalbin atım gücünde veya dolaşım sıvısındaki miktarlarda meydana gelen değişiklikler, tansiyon düzeyini etkileyebilir. Eğer kalbin pompalama gücü azalırsa veya kan miktarı düşerse, tansiyon düşebilir ve bu duruma "hipotansiyon" adı verilir.

Sağlıklı bir bireyde, tansiyon iki ayrı değerle ölçülür: sistolik kan basıncı (büyük tansiyon) ve diyastolik kan basıncı (küçük tansiyon). Sistolik kan basıncı, kalbin kanı pompalarken damarlara uyguladığı en yüksek basınçtır. Diastolik kan basıncı ise kalbin dinlendiği anlarda, yani atım aralarında damarlarda bulunan en düşük basınçtır. Sağlıklı yetişkinlerde, normal tansiyon değerleri genellikle 120/80 mmHg olarak kabul edilir.

Ancak, tansiyon değerleri genetik faktörler, yaş, cinsiyet ve çevresel etkenler gibi birçok faktöre bağlı olarak farklılık gösterebilir. Kişinin yaşına, genetik yapısına ve yaşam tarzına bağlı olarak normal tansiyon değerleri yukarıda belirtilen ortalamanın üzerinde veya altında olabilir. Bu nedenle, tek bir standart değer yerine, bireyin genel sağlık durumu ve risk faktörleri göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılmalıdır.

Sonuç olarak, tansiyonun sağlığımız üzerindeki önemi büyüktür ve dengeli bir tansiyon düzeyi vücudun sağlıklı çalışması için elzemdir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek ve stresten uzak durmak, tansiyonun kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir. Tansiyonunuzu düzenli olarak ölçtürmek ve gerekirse bir sağlık profesyoneliyle görüşmek, sağlıklı bir yaşam sürdürmek adına önemlidir.

Düşük tansiyonun en yaygın nedenleri

Dehidrasyon, vücutta yeterli miktarda su olmadığında meydana gelir. Bu durum genellikle insanların ihtiyaç duyduklarından daha az su içmeleri sonucunda ortaya çıkar. Yeterli sıvı alınmadığında, kan hacmi azalır ve buna bağlı olarak kan basıncı düşebilir.

Dehidrasyon, vücudun suyu tutma eğilimini artırır ve bu da kan hacmini azaltır. Bu durum da tansiyon düşüklüğüne neden olabilir.

Ayrıca, stres, kaygı ve diğer duygusal faktörler de düşük tansiyona yol açabilir. Bu duygusal durumlar beyin tarafından beyin böbreklere daha fazla sıvı salınması için sinyaller göndererek kan basıncının düşmesine neden olabilir.

Eğer endişeli veya stresli hissediyorsanız, derin nefes almak ve rahatlamak gibi rahatlatıcı teknikleri deneyebilirsiniz. Bununla birlikte, belirtilerinizin altında yatan olası tıbbi durumları göz ardı etmemek önemlidir. Eğer düşük tansiyon belirtileri yaşıyorsanız, bir İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı veya Kardiyoloji doktoruna muayene olmayı düşünebilirsiniz. Uzman bir doktor, belirtilerinizi değerlendirebilir, gerektiğinde testler yapabilir ve uygun tedavi planını önererek sağlığınızı korumanıza yardımcı olabilir.

DÜŞÜK TANSİYONUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Düşük tansiyon, kan basıncının 90/60 mmHg değerinin altında ölçülmesi durumunu ifade eder. Bu durum hipotansiyon olarak adlandırılır ve çeşitli tipleri vardır. En yaygın görüleni ortostatik hipotansiyondur. Ortostatik hipotansiyon gelişiminde, kişi ayağa kalktığında göz kararması, sersemlik ve bulantı gibi belirtiler yaşayabilir. Ağır hipotansiyon ise genellikle şok durumlarında ortaya çıkar ve hızlı tıbbi müdahale gerektirir. Tedavi edilmezse, şok hızla ölümcül bir seviyeye ilerleyebilir.

Düşük tansiyon geliştiğinde, altta yatan neden ne olursa olsun, benzer belirtiler meydana gelir. Bu belirtiler genellikle şunlardır:

Nusaybin Devlet Hastanesi’ne ilk kez çocuk psikiyatristi atandı Nusaybin Devlet Hastanesi’ne ilk kez çocuk psikiyatristi atandı
  • Sersemlik
  • Zihinsel bulanıklık
  • Gözlerde kararma veya bulanık görme
  • Baş dönmesi
  • Halsizlik ve yorgunluk
  • Bilinç bulanıklığı ve bilinç kaybı
  • Odaklanmada güçlük
  • Bayılma (senkop)
  • Terleme
  • Bulantı ve kusma
  • Üşüme hissi
  • Susama hissi
  • Sık nefes alma, nefes darlığı

Oluşan belirtilerin yoğunluğu ve zamanlaması, hipotansiyonun ciddiyetine bağlı olarak değişebilir.

Ortostatik hipotansiyon, kişi oturur veya yatar pozisyondan ayağa kalktığında belirtilerinin ortaya çıktığı bir durumdur. Ancak kişi oturduğunda veya yattığında genellikle şikayetleri hafifler. Fiziksel yorgunluk, uzun süre ayakta durma ve sıcak hava, ortostatik hipotansiyon belirtilerinin kötüleşmesine neden olabilir.

Düşük tansiyon, genellikle altta yatan bir sağlık sorununun belirtisi olarak ortaya çıkar. Bu nedenle, belirtiler fark edildiğinde bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçmek önemlidir. İyi bir sağlık durumu sürdürmek için düzenli tansiyon ölçümleri yapmak, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve tıbbi tavsiyelere uymak büyük önem taşır.

Tansiyon Düşüklüğünde Alınması Gereken Önlemler ve Tedbirler

Tansiyon düşüklüğü yaşayan bireyler için günlük yaşamda bazı değişiklikler yapmak oldukça önemlidir. Evde tansiyon düşmesi durumunda neler yapabileceğinizi bilmek, sağlığınızı korumanızı sağlar. İşte tansiyon düşüklüğünde uygulanabilecek önlemler ve tedbirler:

  • Yeterli Sıvı Alımı: Vücudun yoğun sıvı kaybetmesini önlemek için günlük olarak yeterli miktarda su içmek önemlidir.

  • Sağlıklı Beslenme: Sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları edinmek, B12 vitamini, folik asit, demir gibi kan dolaşımı için önemli olan vitamin ve mineralleri içeren besinleri tüketmek faydalıdır.

  • Küçük ve Sık Öğünler: Fazla yemek yemekten kaynaklanan sindirim sistemi genişlemesini engellemek için küçük porsiyonlar halinde ve sık öğünlerle beslenmek tansiyon düşüklüğünü önleyebilir.

  • Tuz Tüketimi: Sodyum içeren tuz, kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olur. Ancak tuz alımını aşırıya kaçırmamak, yüksek tansiyon riskini azaltmak adına önemlidir.

  • Yatış Pozisyonu: Tansiyon düştüğünde sırtüstü uzanmak ve bacakları kalp seviyesinden yukarı kaldırmak, kan dolaşımını düzenlemeye yardımcı olabilir. Bu sırada istirahat etmek ve ani hareketlerden kaçınmak gerekir.

  • Düzenli Egzersiz: Düzenli egzersiz, kalp-damar sağlığını korumaya yardımcı olur ve kan basıncını dengelemeye yardımcı olabilir.

  • Alkol ve Zararlı Alışkanlıklardan Kaçınma: Alkol gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, tansiyonun düzenli seviyelerde kalmasına katkı sağlayabilir.

  • Yük Kaldırmamak: Tansiyon sorunu yaşayanların ağır yük kaldırmaktan kaçınmaları gerekmektedir. Ayrıca sıcak duş, banyo ve sauna gibi ortamlardan da uzak durmak önerilir.

  • Varis Çorabı Kullanımı: Bazı durumlarda bacaklara kan akışını artırmak için varis çorabı kullanmak gerekebilir.

Tansiyon düşüklüğü sorunu yaşayan bireyler için bu önlemler, günlük yaşamın daha iyi yönetilmesine ve sağlığın korunmasına yardımcı olabilir. Ancak tansiyon sorunları ciddi bir sağlık sorunu olabilir, bu nedenle uzman bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçmek ve gerektiğinde tıbbi tavsiye almak önemlidir.

Tansiyon Düşüklüğüne Ne İyi Gelir?

  • Bol su tüketin. Günde 8 ila 10 su bardağı su tüketilmesi gerekmektedir. Sıcak havalarda özellikle su tüketimine dikkat edilmeli.
  • Tuz tüketimini artırın. Vücutta su tuttuğu için kan basıncını yükselten tuzun tüketimi yüksek tansiyon hastalarına önerilmezken, ihtiyacı varsa düşük kan basıncı değerleri olan hastalara tavsiye edilebilir. Ama bunun kararını doktor vermelidir.
  • Uzun süre ayakta durmayın. Hareketsiz kalmak yerçekiminin etkisiyle kanın bacaklarda toplanmasına neden olur. Bu da kan basıncını düşürür.
  • Sıcak ortamlardan kaçının. Sıcak duş, kalın giysiler, sauna ya da hamam gibi ortamlardan kaçının.
  • Yastığınızı yükseltin. Baş ile birlikte gövdenin üst kısmını da yükseltin.
  • Ağır egzersizlerden kaçının. Uzun süredir ağır egzersizler yapmıyorsanız, birden yaparsanız, terlemeye bağlı su ve tuz kaybı olur, düşük tansiyon görülebilir.