Günümüzde, kırmızı çizgiler kişiden kişiye, kurumdan kuruma ve devletten devlete değişkenlik göstermektedir. Ekonomik, siyasi ve ulusal çıkarlar, çizilen bu sınırların belirleyicisi olabilirken, bazen aşılması imkansız bir zorluk olarak görülürken bazen de blöf amaçlı ortaya atılan kavramlar olarak algılanmaktadır. Modern dönemde, devletlerin kırmızı çizgileri genellikle ulusal çıkarlar üzerine kurulmuş olsa da, son zamanlarda ideolojik etkilerin de ön plana çıktığı gözlemlenmektedir. Siyonizmin, özellikle Batı'yı hizmet ettiği gibi tüm dünyayı kuşattığı ve insani değerlerin göz ardı edildiği bir dönemdeyiz.
İnsanlık tarihindeki bazı dönemeçler gibi, Batı'nın Siyonist politikalara olan destek ve değer tanımazlığı, özellikle Aksa'da yaşanan olaylar sonrasında net bir şekilde ortaya çıkmıştır. AB'nin insan haklarına saygı ilkeleri gibi değerlerin, genellikle çıkarlara göre yorumlandığı ve uygulandığı bir sürece tanık olmaktayız. Mülteciler konusundaki tutumlar ve İslam düşmanlığının yükselmesi, Batı'nın değerlerini çıkarlarına göre esnettiğini göstermiştir.
Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesi, Batı'nın yeniden insani değerlere vurgu yapmasına yol açmıştır. Ancak, aynı Batı, Gazze'deki soykırıma karşı sessiz kalmış ve hatta saldırganları desteklemiştir. Bu çelişkili durum, Batı'nın siyasi ve ideolojik çıkarları ile insan hakları ve evrensel değerler arasındaki çatışmayı ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, kırmızı çizgiler artık sanal ve değişken değil, insanlığın evrensel vicdanında netleşmiştir. Ramazan'ın sonu bayram olsa da, mazlumların bayram yapacak durumu olmadığı unutulmamalıdır. Çünkü kardeşlerimizin bayramı için, evrensel değerlerin savunulması ve mücadele edilmesi gerekmektedir.
"Kırmızı çizgi" ifadesi Türkçe'de oldukça yaygın bir deyimdir ve Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre farklı anlamlara sahiptir:
Pasaport kontrolü sırasında geçilmesi yasak olan bölgeyi belirleyen çizgi.
Belli bir konuda taraflar arasında kabul edilebilir son nokta.
Bu deyim, genellikle belirli bir sınıra, standarta veya kabul edilebilirliğin ötesine geçmemesi gereken bir durumu ifade etmek için kullanılır. Örneğin, bir tartışmada "kırmızı çizgiyi geçmek" ifadesi, belirli bir konuda toleransın sona erdiği noktayı ifade eder.