Efendimiz -aleyhissalâtu vesselâm- buyuruyor:
“Doğru yola dâvet eden kimse, ona tâbî olanların ecirleri kadar ecir alır. Bu, tâbî olanların ecrinden bir şey eksiltmez! Kötü bir yola dâvet eden kimse de, ona tâbî olanların günahları kadar günah alır. Bu da, tâbî olanların günahlarından hiçbir şey eksiltmez.” (Müslim, İlim, 16; Ebû Dâvûd, Sünnet, 6; Tirmizî, İlim, 15)
Abdullah Sert Hocaefendi, bu hadisi örneklerle açıklıyor: “Siz hidayet yolunu açarsanız, o yoldan insanlar yürüdükçe sizin de hanenize damla damla hayırlar düşer. Bir günah yolu açarsanız, kabirde defteriniz kapanmaz; ama sevap yolu açarsanız, siz gidiyorsunuz ama yol devam ediyor.”
Hocaefendi, insanlara hayırlı bir miras bırakmanın önemine dikkat çekiyor: “Öldükten sonra bile dualara vesile olacak güzellikler bırakmalı. Bir kitap yazabilir, talebe okutabilir, hayırlı menkıbe bırakabilirsiniz. İnsanlar sizi hatırlayıp dua ettikçe, siz toprağın altında o dualardan nasiplenirsiniz.”
Örnek olarak Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretleri’nin vefatının üzerinden 400 yıl geçmesine rağmen anılmaya devam edilmesini hatırlatan Hocaefendi, “Hayatımızda dua alacak işler yapmalıyız. Hidayet yoluna vesile olmak, hem dünyada hem ahirette ecir kazandırır” diyor.
Kıymetli Tavsiyeler:
-
İnsanlara doğru yolu göstermek ölümsüz sevap kazandırır.
-
Hayırlı eser ve eğitimler, ölüm sonrası bile etki sağlar.
-
Müminler, hidayete vesile oldukları her insanın ecirinden pay alır.
Hocaefendi, dualarla bitiriyor:
“Allah’ım, bizi hidayete erdirdiğin gibi onları da hidayete erdir.”