HABER MERKEZİ _ Gazze'ye insani yardım taşıyan Sumud filosuna katılan ve siyonistlerce esir alınan aktivistlerin verdiği ifadeler, soykırımcı İsrail ordusunda görev alan bazı askerlerin Türkiye vatandaşı olduğu gerçeğini ortaya çıkardı. Aktivist Dilek Tekocak, kendilerini sorgulayan bir askerin Türkiyeli ve Yozgatlı olduğunu belirtirken, sunucu İkbal Gürpınar da müdahale sırasında bir askere “Eray” ismiyle seslenildiğini ifade etti.
İddialar, çifte vatandaşlık sahibi kişilerin Gazze’deki soykırıma katıldığına dair kamuoyunda tartışmaları yeniden alevlendirdi. Türkiye kamuoyunda, siyonist terör rejiminin Gazze’deki soykırımında aktif rol alan Türkiye vatandaşlarının herhangi bir hukuki yaptırıma tabi tutulmadan Türkiye’de serbestçe dolaşabilmeleri tepkilere neden oluyor.
HÜDA PAR tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan, “İsrail ordusunda görev alarak Gazze’deki saldırılara iştirak eden çifte vatandaşların vatandaşlıktan çıkarılması ve yargılanmaları”na ilişkin yasa teklifi ise uzun süredir bekletiliyor.
Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde, benzer şekilde çifte vatandaş olan bazı İsrail askerleri hakkında adli süreçler başlatılırken, Türkiye’de yargı mekanizmasının sessiz kalması, insan hakları savunucuları ve hukuk çevrelerinde eleştiriliyor. Avrupa’da gözaltılar ve soruşturmalar gündemi sarsarken, Türkiye’de bırakın harekete geçmeyi, teklifin dahi Meclis gündemine alınmaması; hukuki olduğu kadar siyasi bir kör nokta ve skandal olarak değerlendiriliyor.
Sivil toplum kuruluşları ve insan hakları savunucuları, hükümeti daha aktif bir tutum sergilemeye çağırırken, sosyal medyada da çifte vatandaşlara yönelik hukuki yaptırımların uygulanmasına dair talepler artıyor.