HABER MERKEZİ - Filistin Esir Araştırmaları Merkezi tarafından yapılan açıklamada, İsrail’in 7 Ekim 2023’te Gazze’ye başlattığı saldırılar sırasında 12 binden fazla Filistinliyi tutukladığı bildirildi. Tutuklananlar arasında sağlık çalışanları, gazeteciler, savunmasız kadınlar, çocuklar ve yaşlılar da yer alıyor. Merkez, halen yaklaşık 3500 kişinin İsrail hapishanelerinde tutulduğunu belirtti.
Açıklamada, İsrail’in saldırılar sırasında toplu tutuklamalar gerçekleştirdiği ve sığınaklar, okullar, evler ve güvenli geçiş noktalarına baskınlar düzenlediği ifade edildi. Özellikle Mayıs 2025’te Gazze’nin kuzeyindeki bir okul sığınağına yapılan baskında 700 erkeğin gözaltına alındığı, Mart ayında ise Rafah’ın batısında yüzlerce kişinin tutuklandığı aktarıldı. Bu kişiler, İsrail’in güvenli olarak ilan ettiği alanlara geçiş yaparken yakalanmıştı.
Merkez, İsrail’in bu kadar büyük bir tutuklu kitlesini barındırmak için yeni sorgu merkezleri ve hapishaneler açtığını, bu yerlerde uluslararası hukuka aykırı işkence ve kötü muamele uygulandığını belirtti. Özellikle "Sidi Teyman" ve "Negev" hapishanelerinde esirlerin insanlık dışı koşullarda tutulduğu, işkenceye maruz bırakıldığı ve temel insani haklardan mahrum bırakıldığı ifade edildi.
Tutukluların ifadelerine göre, gözaltında işkence, aç bırakma, soğukta çıplak bekletme, köpeklerle saldırı, elektrik şoku ve cinsel şiddet gibi yöntemler kullanılıyor. Esirlerin büyük çoğunluğu sağlık sorunlarıyla boğuşuyor, bazıları ise kalıcı sakatlıklarla serbest bırakılıyor. İsrail’in, tutukluların çoğunu "yasadışı savaşçı" statüsünde sınırsız süreyle hapiste tuttuğu ve bu kişilerin büyük kısmının direnişle bağlantısının olmadığının tespit edildiği vurgulandı.
Merkez, uluslararası toplumu, Gazze’deki tutuklulara yönelik bu insanlık dışı uygulamalara karşı acilen harekete geçmeye çağırdı. Açıklamada, Ekim 2023’ten bu yana 70 tutuklunun hayatını kaybettiği, bunlardan 44’ünün kimliklerinin Gazze’den olduğu tespit edildiği belirtildi. Ayrıca, kayıp olan yüzlerce kişinin akıbeti hâlâ belirsiz.
Merkez, İsrail’in uygulamalarını "zorla kaybetme" ve "sistematik işkence" olarak nitelendirerek, bu suçların uluslararası arenada yargılanması gerektiğini ifade etti.