HABER MERKEZİ - Bu günün cuma adını alması, özellikle bir toplanma günü olmasından kaynaklanmaktadır. Aynı adı taşıyan sûrede,
"Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen namaza gidin ve alışverişi bırakın." (Cum'a, 62/9)
mealindeki âyet, cuma namazının farz kılınmasından önce de günün bu adla anıldığına ve bir toplantı günü olduğuna işaret etmektedir.
Çeşitli hadislerden anlaşıldığına göre cuma, haftalık ibadet günü olarak daha önce yahudi ve hristiyanlar için tayin edilmiştir. Ancak bu konuda ihtilafa düşen yahudiler cumartesiyi, hristiyanlar pazarı seçmiş, Allah ise cuma gününü müslümanlara nasip etmiştir (Müslim, Cum'a, 19-23). Bu günün bir bayram olduğu birçok rivayette belirtilmiş, haftalık toplu ibadet günü olarak cuma seçilmiştir (Beyhakî, İbn Kayyim).
Hz. Peygamber,
"Güneş'in doğduğu en hayırlı gün cumadır; Âdem o gün yaratılmış, o gün cennete girmiş ve o gün cennetten çıkarılmıştır; kıyamet de cuma günü kopacaktır." (Müslim, Cum'a, 18)
buyurarak bu günün önemine dikkat çekmiştir. Ayrıca Allah'ın cennette “yevmü’l-mezîd” denen cuma gününe tekabül eden günde kullarına tecelli edeceği ve bu günde duaların kabul edileceği bir an bulunduğu ifade edilmiştir.
Bu icabet saatinin zamanı hakkında farklı görüşler mevcuttur: zevalden namaza kadar, imamın minbere çıkmasıyla namazın bitimi arası, fecir ile güneşin doğuşu veya ikindi ile güneşin batışı arası gibi. Hz. Peygamber (asm),
"Ben onu biliyordum, ancak Kadir Gecesi gibi o da bana sonradan unutturuldu." (Hâkim, Müstedrek, 1/279)
buyurarak bu saatin gizli tutulduğunu belirtmiştir.
Cuma günü gereken temizliği yaparak camiye gidip hutbe dinleyen ve namazı kılan kimsenin, bir önceki cuma ile arasındaki günahlarının affedileceği belirtilmiş (Buhârî, Müslim); üç cumayı önemsemeyip terk edenin kalbinin mühürleneceği ifade edilmiştir (Ebû Dâvûd).
İslam dünyasında müslümanların toplandığı en büyük ibadet olan hac, arefe günü cumaya rastlarsa "hacc-ı ekber" olarak adlandırılır.
Cuma günü yapılması sünnet olan ameller arasında: boy abdesti almak, bıyıkları kısaltmak, tırnak kesmek, dişleri temizlemek, güzel elbise giymek, güzel koku sürünmek, camiye erken gitmek, Kehf sûresini okumak, camileri temizlemek, sabah namazında Secde ve Dehr, cuma namazında Cum’a ve Münâfikûn veya A’lâ ve Gâşiye sûrelerini okumak, bolca dua ve zikir yapmak ve Hz. Peygamber’e salavat getirmek yer alır.
Cuma namazı, her akıl-bâliğ mü’min erkek için farz-ı ayndır. Ezan okununca dünya işleri bırakılmalı, hutbe süresince konuşulmamalı, dikkatle dinlenmelidir. Cuma günü sadece o güne özel oruç tutmak mekruhtur. Ayrıca imam hutbedeyken alışveriş yapmak, başka işle uğraşmak ya da namazı kılmadan yola çıkmak dinen hoş görülmez.
Hutbe sırasında sükûnet içinde dinleyen ve huşu ile namazını eda edenin bu ibadeti, önceki cuma ve fazladan üç güne kadar günahlarına kefaret olur. Zira Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:
“Kim bir hayır yaparsa bu kendisinden on misliyle kabul edilir.” (En’âm, 6/160)
Bu nedenle cuma günü, Müslümanların salih amelleri artırmaları gereken müstesna bir fırsattır. Allah’ın kardeş ilan ettiği müminler, bu günü yaratılış gayeleri olan ibadetle değerlendirmelidirler. Konuyu İslam âlimlerinin özlü bir sözüyle bitirebiliriz:
“Cuma haftanın, ramazan yılın, hac ise ömrün ölçüsüdür.”