Dünya

“Sde Teiman skandalı büyüyor: İsrail askerlerinden utanmaz savunm.

Sde Teiman hapishanesinde Filistinli tutukluya toplu tecavüzle suçlanan İsrailli askerler, kimliklerini gizleyerek düzenledikleri basın toplantısında kendilerine yöneltilen suçlamalara karşı “adalet” istediklerini duyurdu.

Abone Ol

HABER MERKEZİ – İsrail’in Negev Çölü’ndeki kötü şöhretli Sde Teiman gözaltı tesisinde Filistinli bir tutukluya yönelik toplu tecavüz ve cinsel saldırı davası yeniden gündemde.

Geçen yıl sızdırılan videoda eylemleri belgelendiği öne sürülen bir grup İsrailli asker, Batı Kudüs’teki Yüksek Mahkeme önünde yüzlerini maskeyle gizleyerek basın toplantısı düzenledi.

Kanal 14’te canlı yayımlanan açıklamada askerler, “Sessiz kalmayacağız, adalet için savaşacağız” ifadelerini kullandı. Suçlanan askerlerden biri, birimlerinin adını övünçle anarak “Biz Kuvvet 100’üz” dedi.

Olayın geçmişi:

Geçen yıl İsrail Kanal 11’de yayımlanan görüntülerde, Gazze’den getirilen bir Filistinli tutuklunun, gardiyanlar tarafından bir duvara götürülüp kalkanlarla gizlenerek tecavüze uğradığı görülmüştü.

Saldırı sonrası kurbanın yürüyemez hale geldiği ve hastaneye kaldırıldığı belirtilmişti.

Olay sonrası, Sde Teiman tesisinin güvenliğinden sorumlu Kuvvet 100 adlı birimde görevli 10 asker tutuklanmış, ancak askeri mahkeme beşini serbest bırakmıştı.

Siyasi baskı ve istifa:

Skandalın ardından İsrail ordusunun baş avukatı Tümgeneral Yifat Tomer-Yerushalmi, videoyu sızdırdığı gerekçesiyle görevinden istifa etti.

Tomer-Yerushalmi, kararını “aşırı sağın tecavüz soruşturması üzerindeki baskısı”na bağladı. Ancak istifasının ardından gözaltına alınarak üç gün tutuklu kaldı.

Aşırı sağcı siyasetçiler Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich, askerleri savunarak tecavüz soruşturmasını “devlet güvenliğini zayıflatmak” olarak nitelendirdi.

Mağdurun durumu belirsiz:

Haaretz gazetesine göre, saldırıya uğrayan Filistinli tutuklu ateşkes kapsamında serbest bırakıldı. Ancak Hamas veya diğer Filistinli kaynaklardan konuyla ilgili doğrulama yapılmadı.

Tutuklunun ifade vermeden serbest bırakılması, davanın seyrine dair “adaletin tecelli etmeyeceği” endişelerini artırdı.