Güncel

Murat Ülker’den Filistin çıkışı: Boykot yetmez, şirketler hesap vermeli.

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, Filistin’deki işgale destek veren küresel şirketleri eleştirerek, “Tüketici boykotları geçici, asıl çözüm uluslararası hukuk” dedi.

Abone Ol

HABER MERKEZİ – Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, kaleme aldığı yazıda Batı’nın Ortadoğu’ya demokrasi götürme iddiasının başarısız olduğunu ve gelişmiş demokrasilerin artık kendi içlerinde de krizler yaşadığını söyledi.

Ülker, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi raporuna atıfta bulunarak soykırımcı İsrail’in işgal ve soykırım politikalarında uluslararası şirketlerin rolüne dikkat çekti. Raporda Lockheed Martin, Microsoft, Amazon, Palantir, Chevron ve Allianz gibi dev şirketlerin altyapıdan yapay zekâya, finanstan lojistiğe kadar birçok alanda İsrail ile iş birliği yaptığı ve bu süreçten kâr sağladığı iddiaları yer aldı.

Tüketici boykotlarının kalıcı bir çözüm üretmeyeceğini dile getiren Ülker, şu ifadeleri kullandı:

“Basit tüketici ambargoları ile bu işe çözüm bulunamaz. Boykot ya talep düşüklüğü ya da itibar kaybı ile etkili olur; ama olmuyor. Ne yapmak gerek, biraz daha detaylı bakmak mı gerek?”

Ülker’e göre asıl sorun, devlet politikaları ile iç içe geçmiş küresel şirket çıkarlarının denetlenmemesi. “Bu yapılar kârlı olduğu sürece her işin içinde oluyorlar. Etik sınırlar yalnızca konuşulmak için mi var, yoksa uygulanmak için mi?” diyen Ülker, özel şirket yöneticilerinin de uluslararası hukuk kapsamında hesap vermesi gerektiğini savundu.

Seçilmiş hükümetlerin aldığı “meşru ama haksız” kararların dünyayı bugünkü krize sürüklediğini belirten Ülker, “Sanki şimdiye kadar bilinen meşru idari sistemlerin sonu” yorumunu yaptı.

Ülker’in yazısında tüketici boykotlarının etkisizliğine yaptığı vurgu dikkat çekti. Zira Yıldız Holding’e ait bazı markalar son dönemde boykot kampanyalarının hedefi olmuştu. Bu nedenle, yazının zamanlaması bazı çevrelerce “bilinçli bir yönlendirme” olarak değerlendirilirken, Ülker ise kalıcı çözümün ancak büyük şirketlerin ve yöneticilerinin uluslararası hukuk karşısında sorumlu tutulmasıyla mümkün olduğunu savundu.