Ancak Göktaş, özellikle iktidar partisine hatırlatmalarda bulunduğunu ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun vaat etmediği bir şey bırakmadığını, vermeyecekleri bir bakanlık olmadığını söyledi. İktidar partisini uyararak, Kılıçdaroğlu'nun sürekli bir tuşa basar gibi hareket ettiğini ve her seferinde farklı vaatlerde bulunduğunu ifade etti.
Göktaş, tavsiyelerini seçim sonrasına bırakma nedenini ise seçimi etkileyecek tavsiyelerde bulunmak istemediği için olduğunu belirtti. Ancak Peygamber Sevdalıları ve HÜDA PAR camiasına sakin ve ölçülü olmaları, sevinç ve heyecanlarını kontrol altında tutmaları konusunda tavsiyede bulundu.
Müttefiklik, vefa, dayanışma gibi değerlerin tam anlamıyla yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan Göktaş, bu değerlerin Türkiye'nin göreceği şeyler olduğunu ifade etti. Uzun vadeli bir yolculuğa çıkıldığını belirten Göktaş, her şeyin bu yolculuğa göre ayarlanması gerektiğini söyledi. Ancak bu yolculuğun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte gerçekleşeceğini, aksi takdirde karşılarında haramilerin neler yapmaya çalıştığını göreceklerini belirtti.
Göktaş, seçim sonrası dile getirmeyi düşündüğü konulardan birinin ise "HÜDA PAR yetmez, başka kapılar da açılmalıdır, hem de karşılıklı kapılar" olduğunu belirtti. Müslümanların ve diğer kesimlerin huzur ve mutluluk içinde yaşayabilmesi için karşılıklı olarak yapılması gerekenleri dile getirmeyi amaçladığını ifade etti.
Mehmet Göktaş, yazısını Cuma gününe denk getirerek okurlarına mübarek bir gün diledi.
Yazının tamamı, yazarın şahsi görüşlerini içermekte olup, haberleştirilerek sunulmuştaktır.
Yazının tam metnini veriyoruz.
Söyleyeceklerimi seçim sonrasına bırakıyorum
İslam davasının geleceğine ait yapılması gerekenleri böyle bir zamanda dile getirmeyi uygun görmüyorum, hele şu günler bir geçsin.
Zaten siyasetin çokbilmiş akıl daneleri ekranlara kurulmuş, iktidarın da muhalefetin de seçimi nasıl kazanabileceklerine dair dağarcıklarında ne varsa ortaya koyuyorlar.
Ben yine de iktidar cenahına hatırlatayım -gerçi kendiler de görüyorlar- Kılıçdaroğlu klavyede basmadığı bir tuş, vaad etmediği bir şey, vermeyeceği bir bakanlık kalmayacak, buna hazırlıklı olsunlar.
İhtiyar bir akrabamız vardı -Allah rahmet eylesin- tek katlı bir evde otururdu, çok katlı binalarda oturan torunlarına vardığında binanın eksiksiz bütün zillerine basardı, “dede ne yapıyorsun böyle, bina sakinleri kızıyor” diye torunları uyardığında "canım biri açmazsa öteki açar” derdi. Zannedersem Kılıçdaroğlu da böyle düşünüyordur.
Dediğim gibi, özellikle iktidara yönelik tavsiyelerimi seçim sonrasına bırakıyorum. Şimdi ne söylesem seçimi kazandırmaya yönelik tavsiyeler olarak kabul edileceği için boşa gitmesini istemiyorum.
Fakat bizim Peygamber Sevdalıları ve HÜDA PAR camiasına özellikle şu günlerde sakin ve soğukkanlı, vakur olmalarını, sevinç ve heyecanlarını dışa vurmada ölçülü olmalarını tavsiye ediyorum.
Müttefik olmanın gerekleri neyse, vefa ne demektir, dayanışma ne demektir, bütün bunları eksiksiz göstereceklerini Türkiye görecektir.
Uzun soluklu bir yürüyüşe çıkılmıştır, her şey ona ayarlanmalıdır. Fakat bildiğimiz bir şey var ki, bugün bu yürüyüş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte olacaktır. Aksi takdirde yolumuzun üzerinde konuşlanmış vaziyetteki haramilerin neler yapmaya çalıştıklarını görüyor olmalıyız.
Seçim sonrası dile getirmeyi düşündüğüm konulardan birisi;
“HÜDA PAR yetmez, başka kapılar da açılmalıdır, hem de karşılıklı kapılar.”
Ümmetin selameti, Müslümanların Müslümanca bir hayat yaşayabilmesi, diğer bütün kesimlerin de huzur ve mutluluk içinde olabilmesi için bize düşen nedir, inşallah bunları karşılıklı olarak dile getirmeye çalışırız.
Bu duygu ve düşüncelerle Cuma hepimize mübarek olsun!