Keşmir'in cennet bahçeleri, tasarımı, manzarası ve doğayla iç içe geçen yapısıyla etkileyici bir güzellik sunarak ziyaretçilerini büyüleyen bir terapi deneyimi sunuyor. Çiçekler, ağaçlar, su kanalları ve güvercinlerle donatılmış olan bu bahçeler, adeta doğanın üzerine resim yapmış gibi duruyor. Güneş ışıklarının oyunları altında, puslu göl manzarası ve hafifçe karla kaplı tepeler arasında, Keşmir Vadisi'nin görsel çekiciliği insana büyülü bir atmosfer sunuyor.
Cammu Keşmir'in başkenti Srinagar, yaz aylarında kullanılan merkezlerden biridir. Keşmir, tarih boyunca serin iklimi, su kaynakları ve doğayla iç içe geçen yapısıyla dikkat çekmiştir. Keşmir Vadisi'ni çevreleyen cennet bahçeleri, bölgeye yerleşen topluluklar tarafından doğanın güzellikleriyle süslenmiştir.
Keşmir, İslam'ın bölgeye yayılmasından önce bile bahçe kültürüne aşina bir yerdi, ancak Babürlerin bölgeye gelmesiyle kendine özgü bir peyzaj mimarisinin ortaya çıktığı kabul edilir. Babürler döneminde inşa edilen bahçeler, peyzaj mimarisi açısından etkileyici bir güzellik sunmaktadır. Dağlık ve engebeli araziye rağmen, Babürler, bahçeleri dağ eteklerine yerleştirerek bahçe kültürüne yenilik getirmişlerdir.
Babürlerin bahçe mimarisindeki en büyük başarıları, dağların yamaçlarından maksimum derecede yararlanmaları ve bol miktarda suyu kanallar aracılığıyla sağlayabilmeleridir. Yüksek bölgelere kurulan bahçeler, ziyaretçilere Keşmir'in göllerini ve dağlarını içeren eşsiz bir manzara sunmaktadır. Dönemin şartları düşünüldüğünde, kullanılan yöntem ve fiziksel yapı açısından bahçeler, mühendislik harikalarıdır.
Babürlerin hükümdarlığı döneminde Keşmir'de 700'den fazla bahçe inşa edilmiştir, bu da Keşmir'i adeta bir bahçe diyarı haline getirmiştir. Bahçelerin öne çıkan özellikleri, sadece görsel bir şölen sunmakla kalmayıp, aynı zamanda şehrin kuşbakışı manzarasını izlemek için ziyaretçileri davet etmeleridir. Sırtınızı dağa yasladığınızda, Keşmir Vadisi'nin silueti karşınıza çıkar ve bu görsel şöleni daha da güçlendiren unsurlardan biri de şehrin etrafında yer alan Dal Gölü'dür. Bu nedenle bahçeler, sadece çiçek tarhları ve meyve ağaçları değil, aynı zamanda Himalaya dağları ve göl manzarasını bir araya getirerek ziyaretçilere çeşitli görsel deneyimler sunar.
Babür İmparatorları tarafından bizzat yaptırılan bu bahçeler, hanedan üyelerinin başkentin sıcaklığından kaçtığı sığınaklar haline gelmiştir. Keşmir'in Ekber Şah döneminde fethedilmesiyle bölgeyi ziyaret eden sultan, buraya hayran kalmış ve şehrin en yüksek tepesine bir kale inşa ettirmiştir. Ekber Şah'ın etkilenmesiyle, Keşmir'i üç kez ziyaret eden diğer sultanlar da olmuş ve burada uzun süre konaklamıştır. Şah Cihangir, Şah Cihan ve Evrenzib de yaz aylarını Keşmir'de geçirmişlerdir, Şah Cihangir Keşmir'i adeta bir cennet olarak tanımlamış ve 14 yazını burada geçirmiştir.
Keşmir'in cennet bahçeleri, günümüzde bile Babürlerden kalan iki büyük bahçeden biri olan Şalimar Bahçesi ile yaşatılmaktadır. Şalimar Bahçesi, Dal Gölü'nün hemen kıyısında dağ eteklerine kurulmuş olup, Babür İmparatoru Şah Cihan tarafından eşi Nur Cihan Begüm adına yaptırılmıştır. Bahçe, kare plana sahip olup dört tarafı akarsularla çevrilidir. Şalimar Bahçesi'nin 410 çeşmesi ve içinde bulunan şelale, bu bahçenin eşsizliğini vurgular.
Diğer bir Babür eseri olan Nişat Bahçesi, 1633 yılında Nur Cihan'ın erkek kardeşi Asıf Han tarafından inşa edilmiştir. Bahçe, uzun bir su kanalına sahiptir ve teraslı bir yapıya sahiptir. Zabarwan sıradağlarının eteklerine kurulan bu bahçe, bölgenin en büyük lale bahçesine ev sahipliği yapmaktadır. Mart ayından mayıs ayına kadar süren lale mevsiminde, bahçede 70 farklı türden lale yetişir ve bu dönemde Lale Festivali düzenlenir.
Keşmir'in bu cennet bahçeleri, sunduğu manzara zevki ve huzur dolu atmosferiyle, bazıları için dünyadaki bir cennet olarak kabul edilir.
