Bir hastanede Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mahmut Nafiz Akman, kemik kütlesinde azalma ve yapısal bozulmayla ortaya çıkan osteoporoz hakkında önemli bilgiler paylaştı. Prof. Dr. Akman, bazı hastalarda hastalığın belirti vermeden ilerleyebileceğini vurgulayarak, düzenli kemik kontrollerinin önemini hatırlattı.
Kimler risk grubunda?
Kemik yapımı ile yıkımı arasındaki dengenin bozulması ve erişkin dönemde düşük kemik kütlesine sahip olmanın osteoporoza yol açabileceğini belirten Akman, özellikle menopoz sonrası kadınlar ve ileri yaştaki erkeklerin risk altında olduğunu söyledi.
Ayrıca, genetik yatkınlık, yetersiz D vitamini ve kalsiyum alımı, hareketsiz yaşam, aşırı alkol ve sigara tüketimi, bazı ilaçlar ve kronik hastalıklar da risk faktörleri arasında yer alıyor.
Belirtiler nelerdir?
Prof. Dr. Akman, osteoporozun en erken ve sık belirtisinin sırt bölgesinde kemik ağrısı olduğunu ifade etti. Hastalık ilerledikçe boy kısalması, sırtta yuvarlaklık ve kırıkların ortaya çıkabildiğini belirten Akman, en sık omurga, el bileği ve kalçada kırık görüldüğünü aktardı.
Düzenli kemik ölçümü şart
Akman, menopoz sonrası kadınlar ve 65 yaş üstü erkeklerin düzenli kemik mineral yoğunluğu ölçümü yaptırmasını önerdi. Bu ölçümün kolay, ağrısız ve kısa sürede kemik kaybını ortaya çıkardığını belirtti.
Tedavi ve önlem yolları
Osteoporoz tedavisinde çöken omura çimento enjeksiyonu, korse kullanımı, ağrı kesiciler, cerrahi yöntemler ve ilaç tedavilerinin uygulanabileceğini belirten Akman, kemik erimesini önlemenin yollarını ise şöyle sıraladı:
-
Kalsiyum ve D vitamini açısından zengin beslenmek
-
Düzenli egzersiz ve postür koruma çalışmaları yapmak
-
Günlük 20–40 dakika tempolu yürüyüş yapmak
-
Denge bozukluğu olanlara özel tedavi sağlamak
-
Evde düşme riskini azaltacak önlemler almak
Prof. Dr. Akman, erken teşhis ve doğru yaşam alışkanlıklarıyla osteoporozun yol açtığı kırıkların ve yaşam kalitesindeki düşüşün önlenebileceğini vurguladı.