İşgal basınında yer alan değerlendirmeler, Kassam Tugayları’nın önde gelen komutanlarından Râid Sa’d’ın şehit edilmesinin ardından HAMAS’ın sergilediği görece sessizliğin, siyonist rejimde ciddi bir tedirginlik yarattığını ortaya koydu. Askeri kaynaklara dayandırılan yorumlarda, bu sessizliğin “rahatlatıcı değil, aksine kaygı verici” olduğu vurgulandı.
“Yedioth Ahronoth” gazetesinin haberine göre, işgal ordusu çevreleri HAMAS’ın aceleci bir misilleme yerine, sahada uygun zamanı ve boşluğu kolladığını düşünüyor. Kaynaklar, direnişin işgal güçlerinin yakın konuşlandığı alanlarda sınırlı ama etkili bir operasyon ya da pusu planlayabileceğini öne sürüyor.
Haberde, daha önce Gazze’nin ed-Derec ve et-Tuffah mahallelerinde gerçekleşen direniş eylemlerine benzer görüntülerin uluslararası merkezlere kadar ulaştığına dikkat çekildi. Bu durumun, işgal yönetiminin güvenlik endişelerini artırdığı ifade edildi.
İşgal ordusu, 13 Aralık’ta yaptığı açıklamada Râid Sa’d’ın Gazze kentinin güneybatısında, sahil yolunda sivil bir aracın hedef alınmasıyla şehit edildiğini duyurmuştu. Saldırıya ilişkin görüntüler de kamuoyuyla paylaşılmıştı. Başbakan Binyamin Netanyahu ile Savunma Bakanı Yisrael Katz ise suikast talimatını bizzat verdiklerini açıklamıştı.
Yaklaşık 35 yıldır aranan bir isim olduğu belirtilen Râid Sa’d, çok sayıda suikast girişiminden kurtulmuş ve Gazze direnişinin sembol kadroları arasında yer almıştı. İşgal basını, bu ismin şehadetine rağmen HAMAS’ın sahadaki kapasitesini koruduğu görüşünü dile getiriyor.
Öte yandan ateşkes sonrası döneme ilişkin planlamalar da gündemde. Haberlere göre, işgalci güvenlik çevreleri Gazze’de enkaz kaldırma çalışmaları ve yeni yerleşim düzenlemeleri üzerine senaryolar hazırlarken, HAMAS’ın ilerleyen süreçte “teknokrat bir yönetim komitesi” seçeneğini öne sürebileceği iddia ediliyor. Tüm bu tartışmalar, ateşkes ilanına rağmen sahadaki gerilimin ve belirsizliğin sürdüğünü gösteriyor.