Kültür-Sanat

İdeal Eğitim Vakfı’ndan Yeni Eser: “Evlilik Rehberi 2025”

İDEV tarafından hazırlanan “Evlilik Rehberi 2025” adlı kitapçık, İslam’da evliliğin önemi, aile kurmanın faziletleri ve gençlere rehber olacak bilgiler içeriyor.

Abone Ol

Bu Kitapçık İDEV (İdeal Eğitim Vakfı)
Tarafından Hazırlanmıştır.
Yazan:
Komisyon
Mizanpaj-Kapak:
İdeal Grafik
Baskı Tarihi:
Eylül/2025
Baskı/Cilt:
GÜLMAT MATBAACILIK
Topkapı, Maltepe Mh.
Fazıl Paşa Cd. No: 8/6
Sertifika No: 49388
İrtibat:
Büyükreşitpaşa Cd.
Yumni İş Merkezi
No: 16-B/40
Vezneciler/İstanbul
Tlf: 0 212 526 60 68
Faks: 0 212 526 67 84
T.C. Kültür ve Turizm
Bakanlığı Sertifika No:
45997

EVLİLİK REHBERİ 2025
Genişletilmiş 2. Baskı


İÇİNDEKİLER
Ön Söz............................................................7
Evliliğin Önemi...............................................11
Evliliğin Hükmü..............................................13
Evliliğin Dayandığı Nedenler..........................15
Evliliğin Fazileti...............................................21
Evliliğe Teşvik.................................................25
Ebeveynin Görevleri.......................................27
Evliliği Geciktiren Sebepler.............................31
Çözüm Yolları................................................37
Evlilikte Denklik..............................................45
Adayların Görüşmesi......................................47
Kız İsteme.......................................................53
Söz Kesme-Yüzük Takme...............................57
Nişan..............................................................59
Kına...............................................................61
Müzik Gruplarından İstenecekler....................63
Düğün............................................................67
Gelin Getirme................................................75
Nikâh.............................................................77
Kaynakça.......................................................79

ÖN SÖZ

Evlilik, Hz. Adem (as) ile başlayıp günümüze kadar gelen ve bütün toplumlarda var olmaya devam eden insanlığın ortak paydalarından biridir. Ancak evliliğin şekli ve üzerine bina edildiği esaslar, her toplumun sahip olduğu inanç ve değerlere göre farklılıklar göstermektedir.

Evlilik, esas itibariyle aile kurmak ve neslin devamını sağlamak içindir. Onun için aileye önem veren toplumlarda evlilik de önemsenmekte, ailenin önemsiz hale geldiği toplumlarda ise evlilik neredeyse işlevini tamamen yitirmektedir.

İslam, evlilik konusuna büyük önem vermektedir. Çünkü İslam, aileyi kutsal bir müessese olarak kabul etmekte, evlilik dışı birliktelikleri ise şiddetle yasaklamaktadır. Onun için evliliğin esaslarını belirlemiş, çerçevesini tayin etmiş ve aileyi nikaha dayalı evlilik üzerine bina ederek toplumu sağlam temeller üzerine inşa etmeyi amaçlamıştır.

Nitekim aile, toplumun çekirdeği gibidir. Aile sağlam olursa toplum da sağlam olur. Dolayısıyla bir müslüman için evlilik ve aile kurmanın, İslam’ın belirlediği çerçevede yapılması son derece önemlidir. Müslüman toplumu diğer toplumlardan ayıran belirgin özelliklerden biri de budur. Müslüman toplumun evlilik ve aile kurma ile ilgili örfü ve kültürü, İslam’ın belirlediği esaslara dayanır. Müslümanlar buna uyarak hem inançlarının gereğini yerine getirmiş olurlar hem de toplumu ayakta tutan ana dinamiklerden birini, İslam’ın belirlediği sağlam esaslara dayandırmış olurlar.

Ancak son zamanlarda Batı’ya özenen, evlilik konusunda Batı’nın kültürünü taklid eden ve düğünlerini Batılıların tarzına göre yapan eğilimler ortaya çıkmış ve toplum içinde yayılmaya yüz tutmuştur. Bunlar toplumda yaygınlaştıkça, aslında toplum İslami kültüründen uzaklaşmış ve özüne yabancılaşmış olur. Çünkü bu toplumun kültürü ve örfü İslam’a dayanmaktadır. Bunlar aynı zamanda toplumu ayakta tutan ortak değerlerdir. Bu ortak değerler zarar gördüğünde, toplumdaki sosyal doku da zarar görür.

Bunları dikkate alarak, küçük çapta bile olsa evlilik ile ilgili hususiyetleri içeren bu kitapçığı hazırlamayı gerekli gördük. Bu vesileyle evliliğin İslam’daki yeri ve önemi, İslam’ın evlilikle ilgili hükümleri, toplumumuzdaki evlilik kültürü ve bu konuda bir müslüman olarak günümüz şartlarında dikkat edilmesi gereken hususları ele almaya çalıştık.

İnanıyoruz ki İslam’ın toplum hayatına dair emir ve tavsiyelerine uyuldukça toplum sağlıklı ve sağlam olur. Biz de bu açıdan katkı sunmaya çalıştık.

Gayret bizden, tevfik Allah’tandır.

🌿 Evlilik Rehberi

d-) Toplumun Düzen ve Islahı

Aile toplumun çekirdeğidir. Aile sağlam olursa, toplum da sağlam olur. Onun için İslam aileye önem vererek onu sağlam temeller üzerine bina eder ve toplumu sağlam ailelerle meydana getirir.

Toplumu oluşturan ana unsur, aile kurumudur. Aile kurumu sağlam olur ve yoluna sağlam bir şekilde devam ederse toplum da sağlıklı bir şekilde varlığını devam ettirir. Ancak aile kurumu darbe yer veya dağılırsa toplum da aynı şekilde olumsuz etkilenir ve onu sağlıklı kılan birçok özelliğini yitirir.

Günümüz Avrupa’sında bu bariz bir şekilde görülmektedir. Avrupa’da evlilik gittikçe azalmaktadır. Kadın ve erkeklerin çoğu nikah kıyma gereği duymadan birlikte yaşamakta ve toplumun çekirdeği mesabesindeki aile kurumu yok olmaya doğru gitmektedir.

Dolayısıyla Avrupa toplumunda anne–baba, kardeşler ve yakın akrabalar arasındaki bağlar gittikçe yok olmakta, birbirlerini sahiplenme, rahmet ve şefkat gibi duygular ortadan kalkmaktadır.


e-) Evliliğin Fıtrata Uygun Yol Olması

Meşru evlilik dışındaki her türlü kadın–erkek birlikteliği, İslam tarafından reddedildiği gibi insan tabiatına da aykırıdır. Bugün var olan bazı hastalıkların sebebi, meşru olmayan kadın–erkek birlikteliğidir.

Evlilik dışı birliktelikler sağlık açısından zararlı olduğu ve birçok hastalık barındırdığı gibi, ahlaki yozlaşmayı ve çöküntüyü de beraberinde getirir. Böylelikle insan hem maddi hem de manevi açıdan zarar görür. Çünkü bu, insan fıtratına aykırıdır.

İnsan fıtratı, İslam’ın tavsiye ettiği evliliği uygun görür. Nitekim insan, İslam fıtratı üzerine doğmuştur.


🌸 Evliliğin Fazileti

a-) Evlenen Kişi, Dininin Yarısını Kurtarmış Gibidir

Evlilik, şehevi duyguların sebep olduğu haramlardan ve günahlardan korumakta, kişi ile günahlar arasına adeta bir perde olmaktadır.

Dolayısıyla müslüman kişi evlendiğinde, haramlardan korunma noktasında dininin önemli bir kısmını yerine getirmiş olur.

Bu konuya dikkat çeken bir hadiste şöyle buyurulmuştur:

“Evlenen kişi dininin yarısını tamamlamış olur. Diğer yarısı için de Allah’tan korksun.”
(Taberani)


b-) Evlenen Kişi, Günahlara Karşı Kalkan Edinmiş Olur

Evli olan müslüman çiftler, haram ve günahlardan korunma noktasında birbirlerine kalkan görevi görürler.

Bir elbisenin insanı sıcak ve soğuktan koruduğu gibi, çiftler de birbirlerini günaha karşı korurlar.

“Onlar (kadınlar) sizin için bir elbise (örtü), siz de onlar için bir elbisesiniz.”
(Bakara, 187)


c-) Evlenen Kişi, Şehvetin Şerrinden Korunma İmkanı Elde Etmiş Olur

Şehvet, kişiyi özellikle genç yaşta etkisi altına alabilir ve kontrol edilmezse günaha sürükleyebilir.

Evlilik, şehvetin meşru yoldan tatmin edilmesini sağladığı için kişiyi kötülüklerden korur.

“Ey gençler topluluğu! Sizden kimin gücü evlenmeye yetiyorsa evlensin. Çünkü evlenmek, gözü haramdan sakınmaya ve iffeti korumaya daha elverişlidir. Kim evlenmeye güç yetiremiyorsa oruç tutsun. Çünkü oruç, şehveti kesicidir.”
(Buhari, Nikah 5066; Müslim, Nikah 1400)


d-) Evlenen Kişi, Nefsi Arzulara ve Şeytanın Dürtülerine Karşı Koyma Gücü Elde Eder

Nefis ve şeytan, kötülüğü emreder ve müslümanı harama yönlendirir.

Evli olmayan kişi bu noktada zayıf kalabilir. Ancak evli bir müslüman, şehvetini meşru yoldan tatmin ettiği için nefsine ve şeytana karşı daha güçlü olur; kendini günaha düşmekten korur.


e-) Evlenen Kişi, Kişilik ve Sorumluluk Duygusu Bakımından Olgunlaşır

Evlenen kişi, ailesinin ihtiyaçlarını karşılama, onlara sahip çıkma ve koruma gayreti içine girer. Bu çaba, kişiyi hem sorumluluk hem de karakter bakımından olgunlaştırır.

Bekar kişi ise daha rahat hareket eder; ancak bu rahatlık, nefsi arzuların ve şeytani dürtülerin etkisine açık hale gelmesine neden olabilir.

Evlilik Rehberi 25
Yukarıda izah edilen sebeplerden dolayı İslam evliliği şiddetle teşvik etmekte, mazeretsiz olarak evlenmeyenleri de kınamaktadır. Bundan dolayı imkanı olan her müslüman evlenmelidir. Müslüman anne–babalar da evlilik çağına gelmiş çocuklarını evlendirmeye gayret etmeli ve evliliği teşvik etmelidirler. Evlilik çağına gelmiş gençlerin bekar kalmaması ve evlilik imkanı bulabilmeleri için elinde imkân olan bütün müslümanlar evliliği kolaylaştırmalı, bu konudaki engelleri ve geciktirici sebepleri ortadan kaldırmalıdırlar. Toplumun içinde bulunduğu durum ve mevcut fitne ortamından dolayı gençlerin evliliğe teşvik edilmesi gerekir ki bu, başta anne ve babalar olmak üzere sözü dinlenen bütün müslümanların yapması gereken bir görevdir.

EVLİLİĞE TEŞVİK 26 Evlilik Rehberi

Evliliğe teşvik konusunda yetersiz kalındığı ve evlilik şartlarının ağırlaştığı günümüz ortamında, evlenme yaşı geçtiği halde bekar kalan bir çok gencimiz var. Bunun önüne geçilmezse toplumda, özellikle de gençler arasında ahlaki yozlaşma ve çöküntü hızlı bir şekilde yayılır.

Evlilik Rehberi 27

Müslüman anne ve babaların, çocukları konusunda önemli vazifeleri vardır. Onlara İslam ilmini, ahlakını ve terbiyesini vermekle, ibadet yollarını göstermek ve İslami birer şahsiyet olarak yetiştirmeye gayret etmekle mükelleftirler. Evlilik çağına geldiklerinde ise İslam’ın bu konudaki emir ve tavsiyelerine göre onları evlendirmekle vazifelidirler. Çünkü bunlar, birer sorumluluktur. Müslümanların aile sorumluluğu ile ilgili bir ayette şöyle buyurulmaktadır: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun” (Tahrim 6)

Maalesef bugün müslümanlar açısından ortam pek sağlıklı değildir. Haramlar ve günahlar açıktan işlenmektedir. Kötülüğe giden yollar ardına kadar açıktır. Müslüman gençler bu açıdan ciddi risk altındadır. Çünkü toplumda; genç nesil içinde gayri İslami ve gayri ahlaki yaşam şekli yaygınlaşmaktadır; kız–erkek münasebetleri gittikçe normal hal alarak çoğalmaktadır; telefon ve internet bu münasebetleri kolaylaştırmakta ve yaygınlaşmasına sebep olmaktadır. Bütün bunlar ise zinaya zemin ve ortam hazırlamaktadır.

İstatistiklere baktığımızda karşımıza ürpertici veriler çıkmaktadır. 2024 Tüik verilerine göre evlenme yaşı, erkeklerde 28,3 iken kadınlarda 25,8 olmuştur. Evlenenlerin sayısı 568.395 iken, boşananların sayısı 187.343 olmuştur. Boşanmaların çoğu da ilk 5 yılda olmuştur. 2017 verilerine göre evlenenlerin sayısı 569.459 iken, boşananların sayısı ise 128.411 olmuştur. Aradan 7 yıl geçmesine ve nüfus artmasına rağmen evlenenlerin sayısında düşüş, boşananların sayısında ise artış olmuştur. Geç evlenme ve bekarlık özendirildiği için ne yazıktır ki karşımıza bu tablo çıkmaktadır. Bundan daha vahimi, bu durumun zinaya zemin hazırlamasıdır.

Nitekim 2016 verilerine göre Türkiye’deki gençlerin % 43’ü, 15-24 yaş aralığında, çekinmeden zinaya bulaştığını söylemiştir. Bu gençlerin % 34,5’i kızlardan, % 51,1’i ise erkeklerden oluşmaktadır. Ve bunlar, istatistiğe yansıyan rakamlardır. Acaba yansımayanlar da buna eklenmiş olsa nasıl bir sonuç ortaya çıkardı?

Şehevi duyguların sebep olacağı haramlardan ve dolayısıyla zinadan korunmanın en iyi yolu ve aynı zamanda insan tabiatına en uygun olanı, evliliktir.

O halde ey anne ve babalar! Çocuklarınızın evliliği konusunda duyarlı olun; geciktirmeyin ve zorlaştırmayın. Aksine, vakti geldiğinde elinizi çabuk tutun ve kolaylaştırın.

Evlilik Rehberi 31

Evliliğe engel olarak görülen ve dolayısıyla evliliği geciktiren bazı sebepler vardır ki bunlar toplumumuzda yer ettikçe sosyal sorunlara dönüşmekte; gençler arasında gayri İslami ve gayri ahlaki yaşam şeklinin yaygınlaşmasına, kız–erkek münasebetlerinin normal hal alarak çoğalmasına ve zinanın zemin bulmasına yol açmaktadır.

Bunlardan bazıları şöyledir:

a) Fakirlik
Fakirlik, evliliğin önünde bir engel olarak görülmektedir. Bundan dolayı birçok genç, fakirlik bahanesiyle evlenmemekte veya evlendirilmemektedir. Halbuki yüce Allah (cc) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “İçinizdeki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin. Eğer fakir iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir.” (Nur 32)

Bir hadiste ise Resulullah (sav) şöyle buyurmaktadır: “Üç kişi var ki onlara yardım etmek Allah üzerine bir haktır. Allah yolunda cihad eden kişiye, hürriyetini kazanmaya çalışan köleye, iffetli olabilmek için evlenen kişiye.” (Tirmizi, Fedail 1655; Nesai, Nikah 3218)

b) Ağır Masraflar
Ağır düğün masrafları, evliliğin önündeki en büyük engellerden biridir. Halbuki düğün masrafı olarak düşünülen birçok şey, aslında toplum içinde zamanla oluşan sun’i kabullerdir. Bir düğün için bu masrafların yapılması şart değildir. Hatta vebaldir. Çünkü birçok kişi fazla masraf yapma imkanına sahip değildir ama etrafındakilere bakıp onlardan geri kalmamaya çalıştığı için bu masraflara girmekte ve altında kalmaktadır. Bazıları ise bunun hesabını yaparak borca girmemek için düğün yapmamaktadır.

Maalesef günümüzde İslam’ın ruhuna hiç de uymayan durumlar yaşanmaktadır. Evliliğin kolaylaştırılması gerekirken, alabildiğine zorlaştırılmaktadır. Kız tarafı mihri yüksek tutmakla birlikte ayrıca yüklü miktarda altın, aşırı derecede eşya ve ev talep etmektedir. Düğünlerin salonlarda yapılması doğal iken, son zamanlarda nişan ve kına geceleri de salonlarda yapılmaktadır. Bu durum yaygınlaştıkça düğün masrafları da katlanarak büyümektedir. Neticede, geremediği halde ağır masraflara girilmekte ve bu ağır masraflar, birçok evliliğe engel olmaktadır.

c) Ağır Talepler
Evlilik, yeni bir yuva kurma ve aile oluşturmadır. Evlilik yaşındaki gençlere bu yolu açmak ve kolaylaştırmak gerekir. Ancak evlilik için daha baştan itibaren müstakil bir ev, lüks ev eşyaları, damadın iş sahibi olması gibi ağır ve çoğu kere hemen karşılanamayan talepler ile evliliğin önünde büyük engeller konmaktadır. Kız tarafı, damat adayının iş sahibi olması ve lüks bir yaşam şartını önceliyor. Bu ve benzeri isteklerden dolayı birbirlerini kabul eden aileler dahi, kararlarından cayıp evlilik girişimlerini yarıda bırakabiliyor.

Hal böyle olunca evlilik çağına geldiği halde birçok genç evlenememekte veya evlendirilememektedir. Bunun neticesinde bekarlar çoğalmakta ve yaşları ilerlemektedir. Bununla birlikte, ne yazık ki boşanmalar çoğalmakta, eşlerin birbirine tahammülleri kalmamakta ve ailevi sorunlar toplumun her kesimine yayılmaktadır.

d) Cahili adetler
İnanç ve değerlerimize uymayan birçok düşünce, hayata bakış ve yaşam tarzı ne yazıktır ki toplumumuza girmiştir. Geç evlenme bir maharet veya avantajmış gibi adet edinmeye çalışılmaktadır. Dolayısıyla bu yaklaşımlar evliliği geciktirmektedir. Hakeza; iş kurma sonrası, askerlik sonrası gibi bahaneler, evlilik önündeki geciktirici sebeplerdir.

Maalesef kızları olan ailelerin öne sürdükleri şart ve isteklerin çoğu, cahili adetlerden öteye geçmiyor. Yeni bir ev tutulmazsa, damadın ailesiyle birlikte kalmayı kabul etmiyor. Damadın memur olmasını, diğer bir ifade ile maaşlı olmasını, askerliği yapmış olmasını ve ayrı bir evde kalmasını şart koşuyor. Bu şartları taşımayan birçok damat adayı evlenemiyor. Çünkü kimin kapısına gidiyorsa olumsuz cevap alıyor. Bazı gençler uzun zaman ev ev dolaşıyor ama evlenemiyor. Ne yazık ki bu hal, fitneye zemin hazırlıyor.

e) Beğenmeme
Damat veya gelin adayının sima güzelliğine takılıp birbirlerini bu açıdan beğenmemeleri de evliliğin önündeki geciktirici sebeplerdendir. Özellikle de damat adayları çoğunlukla, gelin adaylarının sima güzelliğine ve fiziksel yapılarına odaklanmaktadırlar. Elbette ki hem damat hem de gelin adayı, karşı tarafın fiziğinin güzel olmasını arzu eder, hoşlanmadığı bir sima ile evlenmek de istemez. Bu konuda kimse onları kınamaz. Ancak evlilikte sadece sima güzelliğini ve fiziği esas almak doğru olmadığı gibi ileride aile huzurunu bozacak birçok sorunlara da sebep olabilir. Çünkü aile huzurunda güzellik, asıl belirleyici değildir. Onun için dindar olmayanın fiziki güzelliği huzur da vermez mutluluk da vermez. Ailenin huzuru, dindar ve güzel ahlak sahibi olmakla mümkündür.

Evlilik Rehberi 37

a) Evliliği Geciktirmekten Kaçınmak
Evliliği zamanında yapmak, insan tabiatına daha uygun olduğu gibi haramlara karşı da kalkan görevini görür. İslam’a uygun olan da budur. Onun için evliliği geciktirmek doğru değildir. Aksine zamanında yapmak gerekir. Nitekim bir hadiste Resulullah (sav) Hz. Ali’ye (ra) hitaben şöyle buyurmuştur: “Ey Ali! Üç şeyi geciktirme: Vakti geldiğinde namaz, hazır olduğunda cenaze, dengi bulunduğunda bekar.” (Tirmizi, Cenaiz 1075)

Dolayısıyla Müslümanlar, evlenme çağına gelen gençleri evlendirmede ellerini çabuk tutmalı, bunu geciktiren sebeplerden kaçınmalıdır.

ÇÖZÜM YOLLARI

b) Evliliği Kolaylaştırmak
Evliliği kolaylaştırmak, zamanında yapılabilmesine de sebep olur. Evliliği zorlaştırmak ise geciktirilmesine neden olur. Bu ise müslümanlar açısından arzu edilmeyen bir durumdur. Onun için evliliği kolaylaştırmak, gençlerin evliliğine yardımcı olmak ve buna ortam hazırlamak gerekir. Kolaylaştırmayla ilgili bir hadisinde Resulullah (sav) şöyle buyurmaktadır: “Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız.” (Buhari, İlim 69)

c) Zaruri Olmayan Masraflardan Kaçınmak
Bugün toplum içinde adet haline gelen düğün masraflarının çoğu zaruret derecesinde değildir. Maddi imkanı olanlar israf derecesinde harcama yapmakta, maddi imkanı olmayanlar ise böyle yapamadıkları için hem üzülmekte hem de evlilikleri geciktirmektedirler.

Evliliğin ve evlilik için yapılan düğünün hayrı, bereketi veya güzelliği çok masraf yapmakta değildir. Aksine, masrafı çok olan düğün hem maddi hem de manevi açıdan sorun ve sıkıntılara sebep olmaktadır. Nitekim bir hadisinde Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Nikahın en hayırlısı, en kolay (ve masrafı az) olanıdır.” (Ebu Davut, Nikah 2117)

Maddi imkanı olmadığı halde düğün için gücünün üstünde masraf yapan birçok kişi gereksiz borca girmektedir. Bazen borç altın alıp düğünden hemen sonra altınları geri vermekte ve bundan dolayı ya aile içinde veya damat ve gelin aileleri arasında huzursuzluklar çıkmaktadır. Bazen bankadan veya şahıslardan borç para almakta ve bunları ödemekte sıkıntı çekmektedir ki bu da aile içinde çeşitli sıkıntılara sebebiyet vermektedir. Bu gibi durumlardan dolayı evlendikten kısa süre sonra boşananlar az değildir.

Müslümanların bu konuda hassas ve duyarlı olmaları gerekir. Çünkü kaba düğün masrafları, İslam’ın ruhuna uygun olmadığı gibi ya ailede sıkıntılara sebebiyet vermekte veya evliliği geciktirmekte ve gençlerin kötü yollara düşmesine zemin hazırlamaktadır ki bu, büyük bir vebaldir.

d) Başlık Parası Almamak
Başlık parasının dinimizde hiçbir yeri yoktur. Her ne kadar başlık parası adet olmaktan çıkmış ise de bazı yerlerde ya doğrudan ya da dolaylı olarak başka adlar altında kız tarafı, damat tarafından para veya başka şeyler istemektedir. Bunun tamamıyla ve her yönüyle ortadan kalkması gerekir. Bu konuda başta müslüman anne ve babalar olmak üzere, toplumda sözü dinlenen önce ve etkin şahsiyetlere önemli görevler düşmektedir.

e) Mihri Makul Bir Seviyede Tutmak
Mihir; kadının kocası üzerindeki şer’i bir hakkıdır. Ancak mihir, evlenmeye mani bir sebep haline getirilmemelidir. Dinimiz, evliliğin kolaylaştırılmasını emretmiştir. Mihir ile ilgili herhangi bir sınır da koymamıştır. Damat adayının maddi imkanları dikkate alınarak belirlenmesi yolunu tercih etmiştir. Resulullah’ın (sav) uygulamaları bu şekildedir.

Sehl ibnu Sa’d’ın (ra) anlattığı bir olay şöyledir: Resulullah’a (sav) bir kadın gelerek “Ey Allah’ın Resulü, sana nefsimi bağışlamaya geldim” dedi. Resulullah (sav) ona baktıktan sonra başını önüne eğdi. Derken bir adam doğrulup: “Ey Allah’ın Resulü siz istemiyorsanız onu bana nikahlayın” dedi. Resulullah (sav): “Yanında ona mihir olarak verecek bir şey var mı” diye sordu. Adam: “Vallahi yok” deyince Resulullah (sav): “Ailene git, bir şeyler bulabilecek misin bak” buyurdu. Adam gitti ve az sonra geri geldi ve: “Hayır vallahi ey Allah’ın Resulü hiçbir şey bulamadım” dedi. Resulullah (sav) tekrar: “İyi bak, demirden bir yüzük de mi yok” buyurdu. Adam tekrar gidip geri geldi ve: “Hayır vallahi ya Resulallah demirden bir yüzük bile yok. Ancak şu izarım var, yarısı onun olsun” dedi. Resulullah (sav): “İzarın ne işe yarar? Onu sen giyecek olsan onun üzerinde bir şey olmayacak, şayet o giyecek olsa senin üzerinde bir şey kalmayacak” buyurdu. Bunun üzerine adam oturdu. Bir müddet oturduktan sonra kalktı. Resulullah (sav) onun döndüğünü görünce geri çağrılmasını söyledi. Adamı çağırdılar. Resulullah (sav): “Kur’an’dan ne biliyorsun?” diye sordu. Adam: “Şu, şu sureleri biliyorum” diye bildiklerini saydı. Resulullah (sav): “Yani sen bunları ezbere okuyor musun” diye tekrar sordu. Adam: “Evet” deyince Resulullah (sav): “Haydi git, ben kadını sana temlik ettim” buyurdu. Bunun başka bir rivayetinde: “Kur’an’dan bildiklerini öğretmen karşılığında kadını sana nikahladım” buyurdu şeklindedir. (Buhari, Nikah 5087)

f) Dindar Olanı Tercih Etmek
Evlilik, sıradan bir olay değildir. Hayatın merkezinde yer alan ve insanın bütün yaşantısını kapsayan önemli bir olaydır. Birbirleriyle evlenecek olanlar, artık hayatlarını birleştirmiş ve ortaklaşa yaşamaya başlamış olurlar. Boşanma gibi bir hadiseyi kenarda tutarsak, bu ortak yaşam bir ömür boyu sürecektir. Bu bakımdan evlenecek olanların birbirleriyle anlaşmaları ve uyum içinde yaşamaları son derece önemlidir. Böyle olmazsa hayat yaşanmaz hale gelir. Onun için evlilikte dindar olanı seçmek önemlidir. Erkeğin, saliha bir kadını; kadının da salih bir erkeği tercih etmesi, aile huzuru ve doğacak çocukların geleceği açısından çok önemlidir.

Konuyla ilgili bir hadiste Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kadın, dört şeyi için nikah edilir: Malı için, soyu için, güzelliği için, dindarlığı için. Sen dindar olanı tercih et.” (Buhari, Nikah 5090)

O halde sima güzelliğine, malına veya soyuna değil, İslami kişiliğine ve yaşantısına bakarak eş seçilmelidir.

Evlilik Rehberi 45

Evlilikte denklik önemlidir. Denk olmayanların evlenmeleri, sonradan çeşitli problemlerin çıkmasına sebebiyet vermektedir ki bunların bir kısmı boşanmalara kadar gitmektedir. Denklik konusunda şu hususlara dikkat etmek gerekir.

  • Mal zenginliği, tahsil derecesi ve soy bakımından; kadın ve erkeğin ya birbirlerine denk olması veya erkeğin kadından daha önde olması gerekir. Medreseden icazet alan veya üniversite düzeyinde okul okuyan bir kızın, medrese okumayan veya üniversite düzeyinde okul okumayan erkekle evlendirilmesi, ileride uyuşmazlık, anlaşmazlık ve dolayısıyla sorunlara sebebiyet verecektir. Kızın ailesi zengin iken erkek tarafı onlara göre fakir iseler, bunların evlenmelerinde de aynı şekilde sorunlar ortaya çıkacaktır. Varlık içinde büyüyen kız, yokluklara katlanamayacak, bu ise erkeği kahredecektir.

  • Sima güzelliği ve haya açısından; ya kadın ve erkeğin birbirlerine denk olması veya kadının erkekten daha önde olması gerekir.

  • Yaş bakımından; kadın ve erkek arasında büyük bir fark olmamalıdır. Genç yaştaki bir kızın yaşlı bir erkek ile evlendirilmesi veya dul ve yaşlı bir kadının genç yaştaki bir erkekle evlendirilmesi, ileride büyük sıkıntılara sebebiyet verebilir.

  • Toplum içinde “Berdel” denen; iki ailenin kız ve erkek çocuklarını karşılıklı olarak evlendirmesi gibi bir adet vardır ki bundan uzak durmakta fayda vardır. Kızını böyle bir evliliğe zorlayan baba, ona zulmetmiş olur ve ağır bir vebal altına girmiş olur.

  • Toplum içinde, yakın akrabaların birbirleriyle evlenmeleri daha öncelikli bir hak olduğu konusunda yanlış bir düşünceye sahip olanlar vardır. Bunlar, evlilik çağına gelmiş kızlarını akraba olmayanlara vermez, yakın akrabalarına verirler, bazen bu konuda zorbalık dahi yaparlar. Hatta bu gibi ailelere akraba olmayanlar kız istemeye gittiğinde, kızın yakın akrabaları tarafından ciddi tepki ile karşılaşmakta, bazen kavgalar bile yaşanmaktadır.

Evlilik Rehberi 47

Evliliğe karar veren ve uygun birini bulan kişi, karşı taraftakini tanımak ve görüşmek ister. Bu, son derece haklı bir istektir ki İslam buna karşı çıkmamaktadır. Bu durumdaki adaylar birbirlerini tanımıyorlarsa, karar vermeden veya birbirlerini görmeden evvel araştırmalarında fayda vardır. Çünkü evlilik için verilecek karar, bundan sonraki hayatı bütünüyle etkileyecek bir karar olacaktır. Adaylar, araştırma ile yetinebilir ve görüşmek istemeyebilirler. Bu durumda aile büyükleri onları görüştürmeyebilir. Nitekim görüştükten sonra ret cevabı verilebilir ve bu, karşı tarafı rencide edebilir. Bunun hesabının da yapılmasında fayda vardır.

Adaylardan biri karşı tarafı görmek isterse, aile büyükleri bunun için uygun bir ortam hazırlayabilirler. Ama bu, açıktan yapılmazsa daha iyi olur. Çünkü görüşme olmadan birinin diğerini görmesine uygun bir ortam hazırlanırsa, görmeyi talep eden taraf ret etse dahi bunun diğer taraf üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi olmayacaktır.

Örneğin; damat adayına, görüşme öncesinde gelin adayı uygun bir şekilde gösterilebilir. Damat adayı, gelin adayını uzaktan da olsa görüp beğendikten sonra görüşme talebinde bulunabilir. Çünkü görüştükten sonra erkeğin kızı kabul etmemesi, kızı daha çok rencide eder.

Adaylardan biri görüşmek istiyorsa ve diğer taraf da bunu kabul ediyorsa o zaman uygun bir mekanda görüştürülebilirler. Tabi adayların yalnız kalmaması gerekir. Görüşmede gelin adayının, çarşaf yerine tesettüre uygun bir kıyafet giymesi daha uygun olur. Çünkü çarşaf, birçok yönüyle görüşmenin maksadına uygun düşmemektedir. Bu görüşme esnasında bir bayan, kapı açık olacak şekilde, kapıya yakın bir yerde ve sesinin duyabileceği bir mesafede bulundurulabilir. Hatta 10 yaşlarında bir çocuk bu görüşmede hazır bulundurulabilir. Çünkü yaşı büyük bir bayanın görüşmede hazır olması, tarafların çekingen davranmasını engeller.

Evlilik Rehberi 49-61 – Özet ve Düzenlenmiş Hâli

Görüşme Öncesi ve Sırasında Dikkat Edilecekler:
Adayların görüşme sırasında yanında yaşı büyük bir bayan bulunması, tarafların rahat iletişim kurmasını sağlar ve çekingen davranmalarını engeller. Görüşmeye zaman sınırlaması getirilmemesi uygundur; aksi takdirde görüşme amacına ulaşamayabilir.

Görüşme öncesinde erkeğe ve kıza şu nasihat verilebilir:

“Bu görüşmenin amacı birbirinizi görmek, şartlarınızı ve varsa kusurlarınızı ifade etmektir. Baskı altında kalmadan eksikliklerinizi dile getirin. Görüşme formalite değildir; olumsuz durum oluşursa çekinmeden rıza göstermeyebilirsiniz.”

Haklı bir gerekçe yoksa ikinci görüşme talebi sıkıntıya yol açabilir; bu nedenle adaylar önceden uyarılmalıdır. Görüşme sonrası en kısa sürede olumlu veya olumsuz cevap verilmelidir. Olumsuz cevapta karşı tarafın rencide olmamasına dikkat edilmelidir. Olumsuz sonuçta konu kapatılmalı ve başkalarına duyurulmamalıdır.

Ailenin Haberi ve Sosyal Medya Kullanımı:
Ailelerinden habersiz görüşmeler doğru değildir ve sorunlara yol açar. İslami açıdan, müslüman aile ve gençler buna dikkat etmelidir. Bazı gençler aile haberi olmadan evlilik görüşmeleri yapmakta veya sosyal medya üzerinden tanışarak evliliğe kadar ilerlemektedir; bu yollar genellikle olumsuz sonuçlanır ve İslam’a uygun değildir.

Kız İsteme Adabı:

  • Önceden kız ailesinden rıza alınır.

  • Damat adayının birinci derece yakınları (baba, anne, kardeş, amca) istemeye katılır; baba ve anne sağ ise mutlaka bulunmalıdır.

  • Erkekler ve kadınlar ayrı odalarda oturur.

  • Söz sahibi kişi besmele çekip niyetini açıklar.

  • Aileler sorulara dürüst ve abartısız cevap verir; mevcut durumu olduğu gibi anlatmalıdır.

  • Damat tarafı maddi imkanları ve düğün masraflarını açık şekilde bildirir; aksi hâlde yeni yuvaya ve aile ilişkilerine zarar verir.

Aşırı talepler (ör. yüksek miktarda altın) evliliği geciktirebilir ve gençleri borçlandırabilir. Bu nedenle ölçülü ve vicdanlı davranılmalı, önceden konuşulmalıdır.

Söz Kesme ve Yüzük Takma:
Erkek tarafının isteme talebine kız tarafı olumlu yanıt verirse söz kesilir ve yüzük takılır. Yüzük, damadın annesi, bacısı veya halası gibi bir bayan tarafından takılır. Damat takacaksa, haremlik–selamlığa uygun ortam hazırlanmalı ve nikah sonrası takılmalıdır.

Söz kesildikten sonra düğün için tarih kısa tutulmalıdır. Uzun nişan dönemleri ve erken yapılan nikahlar sorunlara yol açabilir. Söz kesme ile düğün arasında gelin ve damat adayının birebir veya telefonla görüşmeleri uygun değildir; bu, sorun ve sıkıntılara sebep olabilir.

Nişan:
İslam’da düğünden ayrı nişan merasimi yapmanın zorunluluğu yoktur. Nişan, gelinin evinde veya aile uygun gördüğü bir yerde yapılabilir; yalnızca kadınlar katılır. Erkeklerin katılması gerekiyorsa ayrı bir ortam hazırlanabilir. Bazı yerlerde çeyizlerin sosyal medya üzerinden paylaşımı uygunsuzdur ve fitneye yol açabilir; bu nedenle hassasiyet gereklidir.

Kına Gecesi:
Düğün öncesi bir gün kına merasimi yapılır. Kadınlar gelini hazırlar ve kına çeker. Kına gecesinde:

  • Ses yükselterek müzik söylemekten kaçınılmalı,

  • Giyim-kuşamına dikkat edilmeli, üst baş açılmamalı,

  • Mum yakmaktan şiddetle kaçınılmalıdır.

Kına gecesi sadece kadınlar arasında yapılır ve toplumumuzda yerleşmiş bir adettir. Mum yakmak ise İslam’a göre batıl bir uygulamadır.

KINA

62 Evlilik Rehberi
Kına gecesi için veya ertesi gün yapılacak düğün için bazı gelin adayları kuaföre gitmekte veya götürülmektedir. Gelin adayına aşırı derecede makyaj yapılmakta ve mahrem olup olmadığına bakılmaksızın akraba, tanıdık veya damat tarafındakilerle fotoğraf çekimleri yapılmaktadır. Bu fotoğraflar, sonradan mahrem olan veya olmayan birçok kişinin eline geçebilmektedir ki bu da caiz değildir. Gelin adayının kuaföre götürülmesi ve orada hazırlanıp makyaj yaptırılması şart olmadığı gibi uygun da değildir. Bu hazırlık evde yapılabilir ve uygun olan da budur. Onun için buna dikkat etmek, bu durumların yaşanmaması için önceden tedbirini almak gerekir.

63 Evlilik Rehberi
Her şeyden önce çağırılacak müzik grubunun İslami hassasiyet sahibi olması önemlidir. Çünkü düğünün İslami olması, müzik grubunun İslami hassasiyet sahibi olmasını gerektirir. Düğüne çağırılacak müzik grupları ile önceden detaylı konuşmakta fayda vardır. Hazırlanan bu kitapçık baştan sona müzik grubuna okutulursa çok daha iyi olur. Bununla birlikte aşağıda belirtilen hususlara riayet ederek hareket etmeleri konusunda gruptaki sanatçılarla önceden konuşmak gerekir. Sanatçılardan, riayet etmeleri istenen hususlar şu şekilde belirtilebilir:

  • Düğün esnasında mikrofon sanatçılarda olur ve sunuculuğu onlar yaparlar. Aynı zamanda her türlü anons ve çağrıyı da onlar yaparlar. Onun için bu kitapçıkta belirtilen hususlara olduğu gibi riayet etmeleri gerekir.

MÜZİK GRUPLARINDAN İSTENECEKLER

64 Evlilik Rehberi

  • Ses sanatçıları, düğün programına olduğu gibi uyarlar. Bunun için düğün programının akışı, önceden ses sanatçılarına verilir ve uygulanması konusunda gerekli izahat yapılır.

  • Düğüne Kur’an–ı Kerim ile başlanacağı için sanatçılar ya bunun anonsunu yaparlar veya kendileri okurlar. Düğün sahipleri, kimin okuyacağını önceden belirler veya sanatçılardan okumalarını ister.

  • Düğüne konuşmacı olarak çağırılan kişiyi, ses sanatçıları sahneye davet eder. Bunun detayları önceden konuşulur.

  • Ezan zamanlarında müziğe ara verilir. Bunun için ses sanatçıları ezan zamanında müziği durdurmakla birlikte, namaz için de gerekli çağrıyı yaparlar.

  • Düğünde hangi parçaların seslendirileceği önceden konuşularak belirlenir. Bunlar belirlendikten sonra artık sanatçılar başka müzikleri seslendirmezler. Artık düğün alanındakilerden talep dahi gelse, ses sanatçıları bunları dikkate almazlar.

  • Ses sanatçıları, önceden belirlenmiş anonsların dışında, düğün sahibinden habersiz anons veya çağrı yapmazlar. Sanatçıların buna uymaları konusunda önceden gerekli uyarıların yapılmasında fayda vardır.

  • Ses sanatçılarının, salondaki veya düğün alanındakileri halaya davet ederken veya halaydakileri coşturmaya çalışırken cahili tavırlarda bulunmamaları gerekir. Düğünden önce bu konuda uyarılmalarında fayda var. Sönük geçen düğünü coşturmak veya halayı canlandırmak için bazı ses sanatçıları gelişigüzel bağırmakta, el–kol hareketleri yapmakta, beden hareketleri yaparak hoplayıp zıplamaktadırlar. Her sanatçının kendine has bir üslubu olabilir. Ancak yapılacak düğünün İslami olması ve İslami adaba uygun olması isteniyorsa, müslümanın heybetini düşürecek cahili tavır ve davranışların olmaması için önceden tedbir alınır. İşte bunun için çağırılacak müzik grubunun İslami hassasiyet sahibi olması önemlidir ve gereklidir.

  • Düğünde takı töreni bayanlar tarafında yapılır. Damada da hediye verilecekse sadece bir defa anons yapılır ve damadın hediyeleri kabul edeceği uygun bir mekan gösterilir. Damada hediye verildiği esnada sanatçılar ilahilere devam eder ve düğün durdurulmaz.

  • Düğün esnasında istenmeyen slogan, nara ve benzeri hususlar önceden konuşulur. Ses sanatçıları buna riayet etmekle birlikte, düğündeki katılımcılar tarafından istenmeyen slogan veya nara atıldığında anons yaparak hikmetli bir şekilde ve rencide etmeden engel olmaya çalışırlar.

67 Evlilik Rehberi
Düğünün sorunsuz ve düzen içinde yapılabilmesi için önceden programlanmasında fayda vardır. Bunun için düğün sahipleri önceden bir araya gelir; düğünün yeri, saati, davet edileceklerin isim ve sayıları, çağırılacak ses sanatçıları, konuşma yapacak kişi, velime yemeğinin hazırlanması ve dağıtılması, düğün yerinin düzen ve disiplini gibi konuları görüşür ve program yaparlar. Düğüne davet edilirken, zengin-fakir ayrımı yapılmadan tanıdık olanlar davet edilir. Düğüne, Kur’an’ı Kerim ile başlanır ve dua ile son verilir.

Düğün kapalı salonda yapılacaksa, salon yetkilileri ile önceden görüşülür ve düğünün İslami ölçülere göre yapılacağı belirtilir. Salon yetkilileriyle görüşülmediğinde, düğün esnasında birçok sorun yaşanabilmektedir. Salon yetkilileriyle görüşmede şu hususların dikkate alınması sağlanır:

  • Salonda bayanlar tarafını gören kameralar varsa kapatılır.

  • Salon fotoğrafçısı erkek ise bayanlar tarafına gitmesine izin verilmez ve bu konuda önceden gereken uyarılar yapılır. Şayet fotoğraf çekilecekse veya çekim yapılacaksa, bayanlar tarafı için ya salonun bir bayan görevlisi bunu yapar veya düğün sahipleri tarafından bir bayan görevlendirilir.

  • Çekimi yapacak bayana, bayanlar tarafındaki katılımcıların tamamını çekmemesi, sadece gelini ve gelin ile birlikte çekim yapmak isteyenleri çekmesi söylenir. Bunun için önceden tedbir alınır ve gerekli uyarılar yapılır.

  • Yemek veya ikram dağıtmak için salonun erkek personelinin bayanların arasına gitmemesi için önceden uyarılır. Ya salonun bayan personelleri bu işi yapar veya bayan personel yoksa önceden bunun tedbiri alınır.

  • Düğün salonunda meşrubat olarak boykot ve istenmeyen ürünlerin dağıtılmaması için önceden...

69 Evlilik Rehberi
ceden düğün salonu yetkilileri ile konuşulur. Dağıtılacak meşrubat önceden belirlenir ve düğün salonu yetkililerine söylenir.
Düğün sahipleri, damat ve gelinin fotoğrafını daha düğün salonunda iken çekmek istiyorlarsa, mutlaka nikah yapıldıktan sonra çekerler. Çünkü nikahtan önce gelin ve damadın bir arada bulunması ve fotoğraf çekmesi caiz değildir. Bu fotoğrafın, düğün bitiminde ve düğüne katılan bayanlar düğün salonunu terk ettikten sonra çekilmesi daha uygundur. Fotoğrafın, gelin ve damadım mahremlerinden biri tarafından çekilmesine dikkat edilir. Bununla birlikte, gelin ve damat ile aynı karede görünecek şekilde fotoğraf çekmek isteyen bayanlar ya gelinin veya damadın yakın akrabaları ve damadın gerçek hayatta da rahatlıkla görüşebileceği kişiler olmasına dikkat edilir. Aksi halde caiz olmaz.
Düğünde bayanlar tarafında, düğüne katılanlardan kimsenin telefonla dahi olsa çekim yapmasına müsaade edilmemeli. Orada çekilen foto veya videoların erkekler tarafından izlenebileceğinin ve art niyetli kişilerin sosyal medyaya yükleyebileceğinin hesabı yapılmalıdır.

70 Evlilik Rehberi
Düğünde, bir konuşmacının evlilik üzerine bir sohbet yapması hem bir ihtiyaçtır hem de faydalı olacaktır. Bu konuşmacı önceden belirlenir ve kendisiyle konuşulur.
Düğünde, kadın ve erkeklerin kesinlikle ayrı bölümlerde olması için önceden gereken tedbirler alınır. Düğün ister açık alanda yapılsın isterse kapalı salonda yapılsın, önceden bunun tedbiri alınır.
Düğünde, namaz vakitlerine dikkat edilir. Özellikle ezan okunduğunda müziğe ara verilmesi ve cami yakın ise düğüne katılanların namaz için camiye gitmesine dikkat edilir.
Düğünde, gerekçesi ne olursa olsun damadın bayanlar tarafına geçmemesine dikkat edilir. Bu konuda damat önceden uyarılır.
Düğünde, damat ve gelin birlikte pasta kesmez ve birbirlerine ikram etmez. Buna özellikle dikkat edilir. Çünkü bu, inancımıza ve örfümüze aykırıdır.
Düğünde oyun oynarken, müslümanın şahsiyetine yakışır bir olgunlukta olmasına, laubali ve cahili hareketlerden uzak durulmasına dikkat edilir. Müslümanların düğünleri her yönüyle İslami olmalı; müziğiyle, oynanan oyunlarıyla ve katılanların hal ve tavırlarıyla, cahili adet ve uygulamalardan uzak olmalıdır. Aynı zamanda müslümanlar da cahili düğünlerden uzak kalmalıdır.
Müslümanların düğünleri sadece bir şenlik değil, aynı zamanda bir tebliğ aracı olmalıdır. Buna özellikle dikkat edilmesi gerekir.
Şehir merkezinde yapılan düğünlerde silah sıkılmasına ve kesinlikle havai fişek patlatılmasına fırsat verilmez. Çünkü bu tehlikelidir ve telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet verebilir.
Düğünde, düğün sahiplerini zora sokacak slogan veya yüksek sesle nara atma gibi şeylere fırsat verilmez. Bunlarla ilgili önceden gerekli uyarılar yapılır ve istenmeyen slogan ve naraların atılmasına fırsat verilmez.
Düğünde takı töreni bayanlar tarafında yapılır. Damada da hediye verilecekse, sadece bir defa anons yapılır ve damadın hediyeleri kabul edeceği uygun bir mekan gösterilir. Damada hediye verildiği esnada sanatçılar ilahilere devam eder ve düğün durdurulmaz.

72 Evlilik Rehberi
Düğünde takılan takılar veya damada verilen hediyeler katılımcılara gösterilerek; “Bu, falanın verdiğidir” şeklinde teşhir edilmez. Ayrıca erkekler tarafında zarflar dağıtılıp üzerine isimler yazılmak suretiyle katılımcılardan para istenmez. Bunlar, düğüne katılanları ya zor durumda bırakır ya rencide eder veya gereksiz gururlanmalara sebebiyet verir.
Düğünde gelinin giyeceği kıyafet, düğünün rengini ortaya koyar. Onun için gelinin kıyafetine özellikle dikkat edilmesinde fayda vardır. İslami tesettüre uygun olması son derece önemlidir. Bununla birlikte kiralık gelinlik giydirilmesi şart değildir. Gelinlik benzeri ve İslami tesettüre uygun bir kıyafet diktirilebilir. Hem daha ucuz olur hem de daha uygun olur. Ancak gelinlik giydirilecekse, İslami tesettüre uygun ve sade olmasına dikkat edilir. Vücut hatlarını belli edecek kadar dar, teni gösterecek kadar şeffaf ve bütün dikkatleri üzerine çekecek kadar şatafatlı olmamalı. Ayrıca pahalı olmamasına dikkat edilir. Bugün hazırlanan ve tesettüre uygun olduğu söylenen gelinliklerin gövde kısmı vücut hatlarını belli edecek şekildedir.
Gelin salona veya düğün alanına getirilirken, yüzünün görülmemesi için bir duvakla kapatılır.
Düğünde geline giydirilen kıyafet, onun namaz kılmasına engel teşkil etmeyen şekilde olmasına dikkat edilir. Gelinin, giydiği kıyafet veya gelinlik yüzünden namazını kaçırması ya da kazaya bırakması kabul edilebilecek bir mazeret değildir. Hem gelini hem de düğün sahiplerini günaha sokar. Onun için bu konu önceden konuşulur, gerekli tedbirler alınır ve gelinin de buna dikkat etmesi sağlanır.
Düğün salonuna veya alanına, gelin ve damat birlikte girmez. Bu, bizim inancımıza ve örfümüze aykırıdır. Bunun önceden tedbiri alınır. Gelin, bayanlar eşliğinde düğün alanına getirilir.

75 Evlilik Rehberi
Gelin evinden alınırken, damat tarafından alınmamasına dikkat edilir. Bayanlar tarafından alınır ve düğün alanına veya salonuna getirilir. Aynı şekilde gelin düğün salonundan veya düğün alanından alınıp gelin aracına götürülürken, yine bayanlar eşliğinde götürülür.
Gelin ve damadın, düğün yerine gelirken veya düğün yerinden ayrılırken kol kola girmesi, bizim inancımız ve örfümüze aykırı olmakla birlikte, Batı kültürünün toplumumuza yansımasıdır.
Düğün sonrası, damat ve gelini eve götürecek konvoyun doğrudan damat evine gitmesinde fayda vardır. Bazen şehir turu atılmakta ve daha sonra eve gidilmektedir. Ancak bu arada arabadakiler camlardan dışarı sarkmakta, yolda slogan veya nara atmakta, gereksiz bir şekilde arabalar korna çalmaktadır. Bütün bunlar ise çevredekileri rahatsız etmektedir. Düğün sahiplerinin önceden bu konuları konuşmaları ve gerekli tedbirleri almasında fayda vardır.

77 Evlilik Rehberi
Bugün evlenen çiftlerin çoğu, daha düğün yapmadan çok önce nikahlarını kıymaktadırlar. Nikah kıydıktan sonra ise birlikte dışarı çıkıp dolaşmaktadırlar. Ancak böyle yapanların önemli bir kısmında düğünden önce sorunlar baş göstermekte ve daha düğün yapmadan nikahı bozmaktadırlar. Bu nedenle nikahın ya düğünde veya düğünden kısa bir süre önce yapılmasında fayda vardır.
Dualarımızın sonu, alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.

NİKÂH

79 Evlilik Rehberi
Mealler
1- Diyanet İşleri Başkanlığı
2- Diyanet Vakfı Meali
3- Elmalılı Hamdi Yazır Meali
4- Hayrat Neşriyat Meali
5- Ömer Nasuhi Bilmen Meali
6- Ali Bulaç Meali
7- Ahmet Varol Meali

Hadisler
1- Sahîhu’l Buhârî, İmam Ebu Abdullah Muhammed bin İsmail, Müessesetü’r Risâleti Nâşirûn, Beyrut, 2018
2- Sahîh’u Müslim, İmam Müslim bin Haccac, Müessesetü’r Risâleti Nâşirûn, Beyrut, 2016

KAYNAKÇA

80 Evlilik Rehberi
3- Sünen’ü Ebî Dâvûd, İmam Ebu Davud Süleyman bin Eş’as, Müessesetü’r Risâlet’i Nâşirûn, Beyrut, 2013
4- Sünenü’t Tirmizî, İmam Ebu İsa Muhammed bin İsa, Müessesetü’r Risâleti Nâşirûn, Beyrut, 2011
5- Sünenü’n Nesaî, İmam Ebu Abdurrahman Ahmed bin Şuayb, Müessesetü’r Risâleti Nâşirûn, Beyrut, 2014
6- Es-Sünenü’l Kübrâ lin-Nesâî, İmam Ebu Abdurrahman Ahmed bin Şuayb, Müessesetü’r Risâleti Nâşirûn, Beyrut, 2001
7- Sünen’ü İbn Mace, Ebu Abdullah Muhammed bin Yezid, Müessesetü’r Risâleti Nâşirûn, Beyrut, 2013

İslami Düğün Organizasyonu için nu linkten istifade edebilirsiniz.

https://organizasyonajans.com.tr/hizmet/dugun-organizasyonu.html