Güncel

HAMAS Sözcüsü Fevzi Berhum, Diyarbakır’daki Alimler Buluşması’nda Konuştu

HAMAS Sözcüsü Berhum, İTTİHADUL ULEMA'nın merkez Yenişehir ilçesi Selahaddin Eyyubi Camii Konferans Salonunda yaptığı 10'uncu Alimler Buluşması'nda selamlama konuşması gerçekleştirdi.

Abone Ol

HAMAS Sözcüsü Fevzi Berhum, konuşmasına; Filistin'den, Kudüs'ten, Gazze'den, mücahitlerinden, gençlerinden, alimlerinden, kadınlarından ve çocuklarından selamlar getirdiğini belirterek başladı.

"'Allah-u Teala'ya hamd olsun. Filistin ve Gazze'deki mücahitleri izzetlendiren Allah'a hamdolsun. Kassam Tugaylarını izzetlendiren, küfrü ve kafirleri zillete düşüren, oradaki haçlıları ve yahudileri zillete düşüren Allah'a hamdolsun. Netanyahu'nun burnunu yerlere süründüren Allah'a hamdolsun." diyen Berhum, direnişin zafer elde ettiğini kaydetti.

Berhum, "Bu da Allah'ın vaadiydi. Allah'ın vaadi kendisine yardım edenlerin kazanmasıydı. Bizler oradaki mücahitlerin Allah'a yardım ettiklerini görüyoruz. Bunun neticesinde Allah-u Teala'nın da Aksa Tufan Operasyonuyla kendilerine yardım ettiğini görüyoruz. Allah ki kuluna yardım etmiştir. Ve kendi ordusunu izzetlendirmiştir. Kassam ordusudur bu. 7 Ekim'in ordusu. Furkan'ın, Siccil'in ordusudur. Kudüs Kılıcı'nın ve Aksa Tufanı'nın ordusu. Allah-u Teala onları izzetlendirmiştir. Onları İslam ile izzetlendirmiştir Allah-u Teala. Ve bu, Allah-u Teala tarafından büyük bir nimet ve fazilettir." dedi.

Allah-u Teala'nın, kendi ordusuna zafer nasip ettiğini ve bütün orduları tek başına hezimete uğrattığını söyleyen Berhum, "Netanyahu kaybetmiştir. Biden kabul kaybetmiştir. Trump da kaybetmiştir. Almanya'nın, Batı ülkelerinin liderleri kaybetmiştir. Bütün onların etrafında dönen, onlarla iş birliği içerisinde olan, az olan o mücahitlerin gücünü ve dirençlerini kırmak için mücadele eden bütün bu liderler kaybetmiştir." diye konuştu.

Berhum, şöyle devam etti:

"Akan bu kanlar, kurşun sesleri, evlerin yıkılması, aç çocukların çığlıkları bunlar semaya yükseldi, 'Allah-u Teala'ya yükseldi. Ve 'Allah-u Teala'nın şu kelimesi hak olmuştur: 'Ey HAMAS'ın evlatları, onlarla savaşın, Gazze'nin evlatları onlarla savaşın, Ey Kassam birlikleri o Yahudilerle savaşın, Ey Kudüs Seriyyeleri o yahudilerle savaşın ki Allah'u Teala sizin elinizle onlara azap etsin. Bu azap sizin elinizle olacak, mücahitlerin elleriyle olacak, oradaki savaşçıların eliyle olacak, oradaki istişhadi ve özel birliklerin eliyle olacak. Ve zafer sizin elinizle olacak.

Onlarla savaşın diyor Allah-u Teala. Onlarla savaşın ki Allah-u Teala onlara azap etsin. Ve bizler şahitlik ediyoruz ki Allah-u Teala 7 Ekim'de ve bu zamana kadar israile, Kassam mücahitleri tarafından azap çektirdiğini görüyoruz. Onlar yerin altından, yerin üstünden, tünellerden pusularla ve bütün her yerden israile yönelik büyük bir azap çektirdiler. Gazze'deki bütün toprak taneleri, bütün taşlar yahudilerin azap çektiğini, orada acıdan kıvırdıklarına şahitlik ettiler. Bu Allah'ın lütfu ve mücahitlerin elleriyle oldu.

Onlarla savaşın, 'Allah-u Teala sizin ellerinizle onlara azap verecektir ve onları rezil edecektir. Rezil de oldular. Bundan daha büyük bir rezillik olur mu? Yahudilerin karşılaşmış olduğu bu rezillik çok büyük bir rezilliktir. Bu rezilliğin daha ötesi olamaz. Yarım milyon askeri topladılar Gazze'ye. Gönüllü savaşçılar da vardı onlarla beraber. Paralı askerler vardı. Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkeler onlara destekler veriyordu. Ve Batı ülkeleri, bizim etrafımızda dolanan bazı işbirlikçilerin onlarla iş birliği yaptıklarını görüyorduk. Evet değerli kardeşlerim, bütün kafirlerin Gazze'dekilere karşı toplandıklarını gördük. Çok az bir topluluğa karşı toplanmışlardı. Ama o topluluk iman etmiş ve cihat ehli bir topluluktu. Onlar şunu zannediyorlardı: Onlar bu mücahitlerin azmini kıracak ve onları HAMAS'ı yenebileceklerini düşünüyorlardı. Onlar oradaki Müslümanları dinlerinden uzaklaştırabileceklerini düşünüyorlardı. Ama onlar şunu unutmuşlardı: Bizler orada kahraman yetiştirmiştik. Allah'ın kitabını ezberleyen ve Kur'an sofraları üzerine yetişen çocuklar, gençler yetiştirmiştik. Onlar cihat ruhu üzerine, şehadet ruhu üzerine yetişmişler, büyümüşlerdi."

"İşgalciler, herhangi bir sahte zafer dahi elde edemediler"

Siyonist işgalcilerin, savaşı kısa sürede kazanacağını sandığını ifade eden Berhum, "Savaşın 1-2 gün, 3 gün veya en fazla 1 ay, 1 sene sürebileceğini zannediyorlardı. Bu süre sonunda savaşın 2 seneden fazla devam ettiğini gördüler. Buna karşılık herhangi bir zafer elde ettiklerini görmedik, hedeflerini yerine getiremediler. Tek bir esiri dahi kurtaramadılar Kassam Tugaylarından. Herhangi bir sahte zafer dahi elde edemediler. Ve teslim olan tek bir Kassam mücahidi dahi olmadı. Onların şevklerini kıramadılar, onları zillete düşüremediler. Gazze'deki çocukları, kadınları herhangi bir şekilde kötü duruma düşüremediler. Bu izzetten daha büyük bir izzet var mıdır? Ve yahudilerin karşılaşmış olduğu bu zilletten daha büyük bir zillet var mıdır? Yahudilerin görmüş olduğu ve onların etrafında toplanan bütün bu dünyanın karşılaşmış olduğu bu zilletten, bu kırılmışlıktan daha büyük bir zillet var mı? Hayır, vallahi izzet Müslüman'ındır, izzet mücahidindir, izzet savaşçınındır. O mücahid ki Allah yolunda bütün malını ve canını satmıştır. Kassam'ın şiarı, sloganı şuydu: 'Allah-u Teala müminlerden mallarını ve canlarını cennet karşılığında satın almıştır.' Bu bizim sloganımızdır." değerlendirmesinde bulundu.

Berhum, "Evet değerli kardeşlerim, değerli kıymetli alimler, müminin izzeti Allah'ın yardımına güvenen müminin izzeti budur işte. Allah'u Teala onlarla savaşın, Allah sizin elinizle onları azap edecek ve onları rezil edecek, diye buyurmaktadır. Evet değerli kardeşlerim, zafer ve izzetli olduğunu hissetmen karşındaki düşmanın ise zelil olduğunu görmen… asıl zafer budur. Asıl zafer bütün yeryüzü toplulukları arasında izzetli olduğunu hissetmendir. Karşındaki düşmanın ise zelil olduğunu bilmendir. Asıl zafer din uğruna bir bedel ödediğini bilmendir. Şerefin uğruna, yerin, toprağın uğruna, haysiyetin uğruna bir bedel ödediğini bilmendir. Bütün milyonların Gazze'den yüz çevirdiği bir anda bunu yapabilmen asıl zaferdir. Asıl zafer Allah'ın senden razı olduğunu hissetmendir. Ve Allah'ın yahudilere karşı büyük bir öfke içerisinde olduğunu, düşmanına karşı öfke içerisinde olduğunu bilmendir. İşte asıl zafer düşmanını oturmaya, dizüstü çöktürmeye güç yetirebilmendir. Senden esirlerini çıkarman için, esirleri bırakman için diz çökmelerini istemendir. Bundan daha büyük bir izzet olur mu? HAMAS meydanda, savaş alanlarında, aynı şekilde Kassam Tugayları da savaş meydanlarında savaşıyor. Beş ülkeden fazla ülke ile savaşıyor. Bu ülkelerin başını Amerika, israil, Fransa ve İtalya çekmektedir. Ve bunlarla beraber paralı askerler bulunmakta. İhanet edenler, işbirlikçiler, yahudileşmiş olanlar ve normalleşme adımları atanlar bulunmakta. Ama bu mücahitler onlara karşı hem karada hem denizde hem de havadan savaştılar." diye konuştu.

"Yahudilerin bu hezimetinden sonra kalplerimiz ferahlamıştır"

İşgalcilerin ve Batı'nın iddia ettiği gibi insan haklarına yönelik herhangi bir ihtiramın sunulmadığını söyleyen HAMAS Sözcüsü Fevzi Berhum, "Aç çocukları göz önünde bulundurmadılar. Aynı şekilde güçsüz olan bayanlara karşı o kadınların yanında da bulunmadılar. Tam tersi bunlara karşı zulümlerde bulunan Netanyahu'nun yanında bulundular maalesef. Bu nasıl bir adalettir? Bu nasıl insan haklarıdır? Bu nasıl bir insanlıktır? Hangi ülke kanunları bunu kabul eder? Bize kabul etmek üzere mecbur bıraktıkları hakları göz önünde bulundurmadılar. Allah'a hamdolsun ki Allah-u Teala göğsümüze, kalplerimize serinlik vermiştir. Yahudilerin bu hezimetinden sonra kalplerimiz ferahlamıştır. Onların zelil olmaları; Biden'ın, Trump'ın ve onların ordularının zelil bir duruma düşmeleri göğüslerimize ferahlık vermiştir. Onların uçakları, tankları veya askerleri ve işbirlikçileri oradaki mücahidlerin, Gazze'deki insanların şevkini kırmada da başarılı olamadı." ifadelerini kullandı.

"Asıl zafer…"

Berhum, "Allah-u Teala, evini kaybeden bütün insanların kalbindeki öfkeyi dindirmiştir. Çocuğunu kaybeden, bebeğini kaybeden, kızını kaybeden… Allah-u Teala bunların göğüslerine bu zafer ile ferahlık vermiştir. Onlar diyorlar ki bu zafer 70 bin şehidin şehit olması sonucunda olmuştur. 'Bu şekilde zafer olur mu?' diyorlar. Onlar bugün izzet ve kerametin, haysiyetin Gazzelilerle beraber olduğunu, HAMAS'la beraber olduğunu, bütün insanlığın kalbinde sevimli olduklarını görmüyorlar mı? Bu asıl zafer değil midir? Yüzlerce, binlerce, hatta belki milyonlarca insanın meydanlara çıktığını, israile karşı durduklarını gördüğünü ve Filistin'le beraber, iş birliği içerisinde olduklarını, direnişle beraber olduklarını görmüyorlar mı? Asıl zafer milyonlarca insanın 'Filistin: Nehrinden denize özgürleşecek' diye slogan atmaları asıl zafer değil midir? Netanyahu'nun onlarca ülke üzerinden uçarak Amerika'ya gittiğini görmeleri asıl zafer değil midir? HAMAS yöneticilerinin burada, bu platformda size Gazze'nin, Filistin'in sesini aktarmasını görmeniz asıl zafer değil mi? Orada şehit olan, mücadele edenlerin adına bütün cesaretimizle ve bütün gücümüzle şunu söylüyoruz: Gayemiz Allah'tır, Resul bizim önderimiz, cihad bizim yolumuzdur. Allah yolunda ölmek ise şehit olmak ise en yüce hedefimizdir. İşte Gazze'nin sloganı budur. İşte HAMAS budur." diye ekledi.

"Gazze'de çocuklar, kadınlar açlıktan ölüyordu"

Direniş yolundan çoğu kimsenin belki geri adım attığını, yolda dökülenlerin çok olduğunu, milyonlarca insanın Gazze'yi, Filistin'i yüzüstü bıraktığını ve tavizler verdiğini söyleyen Berhum, "İnsana isabet edecek en büyük musibet belki budur. İnsanın açlıktan ölmesi, etrafında nimetler varken, yemekler varken açlıktan ölmesi... Evet, Gazze böyle bir durumdaydı. Onların etrafında nimetler vardı ama orada insanlar açlıktan ölüyorlardı. Gazze'de çocuklar, kadınlar açlıktan ölüyordu. Bütün bunlar, bu merhaleler Kur'an-ı Kerim'de zikredilmişti. Allah da bunları Kur'an-ı Kerim'de zikretmiş. Çünkü bunlar zor durumlar, insanı çözüştüren, uzaklaştıran durumlardır. Allah'u Teâlâ 'Ben sizleri açlık ve korku ile imtihan edeceğim. Bela ve musibetlere düşer kılacağım' demektedir. Onlar ihtiyaçları olmasına rağmen kendi kardeşlerini kendilerine tercih ederler. Etrafınıza yiyecekler olmasına rağmen o yiyeceği alacak paranız olmasına rağmen, az yemeğe ulaşmanıza rağmen, onu etrafınızdaki kardeşlerinize aç millete vermek, işte asıl kardeşlik budur. Gazze'deki kardeşlerimiz maalesef herhangi bir yiyeceğe ulaşamadan, yorgunluktan, açlıktan şehit düştüler. Onlara büyük bir musibet isabet etmişti. Onlar açlıktan bayılıyorlardı. Yiyecek herhangi bir şey bulmuyorlardı. Bütün bunlara rağmen ümmet, bütün toplum, alem onları bu şekilde izliyordu ve herhangi bir şekilde hareket etmiyorlardı." şeklinde konuştu.

Berhum, "Değerli kardeşlerim, değerli alimler. Bu savaşta bizimle beraber olanlara ne mutlu. Onları tebrik ediyorum. Bizimle beraber bu yolda olanlar kendini yoran Mücahit kardeşlerim, aynı zamanda namazlarında, infak etmelerinde, sadakalarında, gösterilerde bizimle beraber olan bütün kardeşlerimizi tebrik ediyorum. Sizin bu mesajınız bütün yahudilere ulaşmış ve onları korkutmuştur. Namaz kılanlar, bizlere dua edenleri tebrik ediyorum. Onlar bu savaşta bizimle beraber diler. Bu savaşta mallarıyla, canlarıyla, ilimleriyle, kalemleriyle bizimle beraber olanları tebrik ediyorum. Bunlar şeref listesinde yer almıştır. Aynı şekilde Allah'u Teâlâ'nın şerefliler listesinde olacaklar. Bunlar Ebu Ubeyde'nin düşmanı olmaktan kendini kurtaranlardır. Gazze ehlinin hasmı olmaktan kendini kurtaranları tebrik ediyoruz. Gazze'deki dulların ve yetimlerin hasmı olmaktan kendini kurtaranları tebrik ediyoruz." dedi.

Allah'ın izniyle Mescid-i Aksa'nın fethinin de yakın olduğunu vurgulayan Berhum, "Selahaddin El Eyyübi bu coğrafyadan yola çıkarak Mescid-i Aksa'yı fethetti. İnşallah Mescid-i Aksa sizin ellerinizle, oradaki mücahitlerin elleriyle fetholunacaktır. Mescid-i Aksa inşallah bu nesilleri yaklaştırmış, mesafeleri birleştirmiş, Filistin'in özgürlüğü için hatırlanan önemli bir adımdır. İnşallah bu yakında gerçekleşir. Allah'ın rahmeti ve selamı üzerinize olsun. 11. Alİmler ve Medreseler Birliği'nin Filistin'de, Gazze'de yapılması için sizi davet ediyorum. Orada herhangi bir yahudi veya herhangi bir yerleşimci veya herhangi bir kuşatma olmadan 11. Alimler Buluşmasını orada gerçekleştireceğiz inşallah."

Berhum'un konuşmasının sonunda salonda tekbirler getirildi. İTTİHADUL ULEMA Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, Berhum'a Kubbetü's Sahra'nın maketini takdim etti.