Geçtiğimiz yıl Gazze’de yaşayan Hamed Ashour ve sadık köpeğiyle ilgili dokunaklı hikâye, milyonlarca insanın kalbine dokunmuştu. İsrail ablukası altındaki Gazze’de, bombalar arasında bir köpekle kurulan dostluk; Arap ve uluslararası medyada büyük yankı uyandırmış, 7 dile çevrilmiş ve 5 milyondan fazla kişiye ulaşmıştı.
Bu ilgi dalgası, İrlanda’nın Dublin kentindeki bir hayvan hakları örgütünün Hamed’le iletişime geçmesiyle daha da büyüdü. Örgüt, köpeğin durumunu öğrenmek istedi. Hamed’in gönderdiği yıpranmış çadır fotoğrafları karşısında derin endişe duyan yetkililer, köpeği Gazze’den tahliye ederek güvenli bir ortama yerleştirmek için harekete geçti.
Ancak bu çabanın içinde Hamed yoktu.
Ne dünya medyası ne de yardım kuruluşları, onun ne durumda olduğunu sordu.
"Bir köpeğe bile uygun olmayan bir çadırda yaşıyorum" diyen Hamed, hâlâ enkazların, açlığın ve ölüm korkusunun gölgesinde ayakta kalmaya çalışıyor. Gazze’deki binlerce insan gibi…
Abluka altındaki Gazze’de durum her geçen gün daha da kötüleşiyor. Temel ihtiyaçlara erişim yok denecek kadar az. Birleşmiş Milletler ve yardım kuruluşları, yetersiz beslenme nedeniyle çoğu çocuk olmak üzere 180’den fazla insanın hayatını kaybettiğini bildiriyor. Sınır kapılarında bekletilen yardımlar içeri alınmadığı için insanlar açlık, susuzluk ve hastalıklarla baş başa bırakılmış durumda.
Hamed’in hikâyesi, savaşın ve kuşatmanın insanlık onurunu nasıl zedelediğini gözler önüne seriyor. Dünya bir köpek için seferber olabilirken, onun sahibi ve onun gibi binlerce sivil insan hâlâ görmezden geliniyor.