Gazze ve Biz

Onlarca yıldır abluka altında, her defasında dünyanın gözü önünde bombalanan, çocukları yetim, kadınları dul kalan bir halk yaşıyor orada.

Abone Ol

Yeryüzünün kanla yoğrulmuş bir parçası var ki, adı Gazze. Onlarca yıldır abluka altında, her defasında dünyanın gözü önünde bombalanan, çocukları yetim, kadınları dul kalan bir halk yaşıyor orada. Ve ne yazık ki, bu sahneler tekrar tekrar yaşanırken, İslam ümmetinin büyük bir kısmı sadece izliyor. Sessizliğin, duyarsızlığın ve pasifliğin gölgesinde bir insanlık suçu işleniyor. Peki, biz Müslümanlar olarak bu tablo karşısında gerçekten ne yapıyoruz?

Kur’an bize, zalime karşı mazlumdan yana olmamızı emrederken, Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir kötülük gördüğümüzde ya elimizle düzeltmemizi, buna gücümüz yetmiyorsa dilimizle uyarmamızı, o da olmuyorsa kalbimizle buğz etmemizi söylüyor. Peki sorarım size, Gazze’de işlenen bu zulme karşı kalbimiz bile sızlamıyorsa, hangi mertebede duruyoruz?

Ümmet Olmanın Gereği

İslam ümmeti, yalnızca aynı kıbleye dönen insanlar topluluğu değildir. Ümmet, birinin acısının diğerinin yüreğini sızlattığı, biri açken diğerinin tok yatamadığı bir bilinçtir. Gazze yanarken, biz rahat koltuklarımızda huzurlu bir hayat sürüyorsak; bu, ümmet bilincimizin köreldiğini göstermez mi?

Gazze’deki çocukların ölümü karşısında susan her dil, zalimin ekmeğine yağ sürmüyor mu? Orada akan kanın bir damlası, bizim nefsimize işlemiş günahlarla birlikte terazimizin ağır tarafına düşmeyecek mi?

Yapabileceklerimiz ve Sorumluluklarımız

“Ben ne yapabilirim ki?” demek, en kolay kaçıştır. Oysa dua etmekten, maddi destek sağlamaya, bilinçlendirme çalışmalarından sosyal medyada gündem oluşturmaya kadar yapılabilecek çok şey var. Kalemi olan yazar, sesi olan konuşmacı, parası olan bağışçı, duası olan mümin… Herkesin bu mücadelede yeri ve sorumluluğu vardır.

Suskun kalmak tarafsızlık değil, zalimin yanında saf tutmaktır. Çünkü zulüm karşısında tarafsız kalan, eninde sonunda zalimin tarafında yer alır.

Vebal Kapımızda

Unutmayalım, bir gün Allah’ın huzuruna çıktığımızda Gazze’li çocukların, kadınların ve mazlumların ahı bize sorulacak. “Ey kulum, kardeşlerin açlıktan ölürken sen neredeydin?” diyecek Rab. O gün bahanemiz olmayacak. Çünkü hiçbir mazeret, bu vebali sırtımızdan almayacak.

Son sözümüz, bir çağrı olsun:
Ey ümmetin fertleri, kalbinizde zerre kadar iman varsa, Gazze için bir şey yapın. Çünkü sessizlik, zulmün kardeşidir. Mazlumun yanında olmaksa, imanımızın göstergesidir.