Genel

Kutsal Emanetin Yüklenmiş Halife: İnsan

eryüzünde halife olarak yaratılan insanın değeri ve önemi, Allah'ın şereflendirdiği bir varlık olmasından kaynaklanır. İnsana, nasıl bir misyon verilmiştir? Yaratılan insanın vasıfları, Rabbimizin mükemmel düzeni içinde...

Abone Ol

Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın, kâinatı en güzel şekilde yaratması ve içine birçok açık ve gizli nimeti bollukla yerleştirmesi, elbette boşuna değildir. Bunu düşünmek bile mantıksızdır. Evrende var olan her canlı, birbirine hizmet ederek Rabbini tesbih eder ve bu düzeni sürdürür.

İnsanoğlu, akıl ve irade gibi üstün özelliklerle diğer varlıklardan ayrı bir konumda yaratılmıştır. O, halifelik misyonuyla insanlığın ve yeryüzünün maddi ve manevi inşası için görevlendirilmiştir. "Adaletle hükmetme, inşa etme, Allah'ın emirlerini yerine getirme" anlamına gelen "Halife" kavramı, insanın varoluş amacını ifade eder. Bu gerçek, Kur'an'da şu şekilde ifade edilir:

"Sizi yeryüzünün halifeleri yapan ve verdiği nimetlerle sizi imtihan etmek için kiminize diğerlerinden üstün dereceler veren O’dur. Rabbinin cezası pek süratlidir; aynı zamanda O, çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir." (el-En'âm, 165)

"Hilafet" kavramı, Allah'ın verdiği sorumluluğun bir ifadesidir. Halife, kural koyucu değil, Allah'ın yeryüzündeki temsilcisidir. Kendisine verilen yetkilerin dışında hiçbir yetkiye sahip değildir. İnsan, temsil ettiği kudretin isteklerini yerine getirmekle yükümlüdür. Kendi arzularına göre hareket etmek, Yaratıcı'ya isyan anlamına gelir.

Halife olarak görevlendirilen insan, üç temel eğitim ve terbiye üzerine kurulu bir sistemi benimsemiştir. İlk olarak, üstün bir kudretin varlığını ve bu kudrete itaat ve teslimiyeti kabul etmek, ikinci olarak emre itaatle yükümlü olmak, üçüncü olarak ise insanın çevresindeki tüm varlıklara adil bir şekilde yaklaşmak zorundadır.

Hilafet, mizanın korunması, adalete hükmetme ve zulme karşı durma sorumluluğunu içerir. İnsan, yaratılmışların en şereflisi olarak bu dengeyi muhafaza etmekle görevlendirilmiştir. Bu ağır sorumluluğu sadece akıl ve irade sahibi olan insan taşıyabilir. Kur'an, bu gerçeği şu ayetlerle ifade eder: "Ve Biz insanı halife kıldık." (el-Bekara, 30)

"Şayet Biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, onu Allah korkusundan titremiş ve paramparça olmuş görürdün..." (el- Haşr, 21)

Emanet, halifenin sınırlarını belirleyen ve insanın ilişkilerini düzenleyen bir kavramdır. İnsanın yaratıcısı, emir ve yasaklarıyla, ilişkilerini ve sorumluluklarını açıklar. İnsanoğlu, adalete uygun bir şekilde yaklaşarak, Allah'ın hukukunu ve insanların haklarını gözetmelidir.

Emânetin muhafazası, adâletin tesisi için verilen bu mücadele, dünya hayatının tamamını ve âhiretin hedeflenen çabasını içermektedir. Cenab-ı Hak, bu gerçeği Mülk Suresi'nde şu şekilde ifade eder: "O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O mutlak gâliptir, çok bağışlayıcıdır." (el-Mülk, 2)