Batı'da 19. yüzyılda başlayan antisemitizmin ardından, Yahudilerin bir vatan arayışına giriştiği bir sürecin başladı, "1917'de İngiltere'nin Balfour Deklarasyonu ile başka birine ait toprakların kağıt üzerinde gayri ahlaki bir şekilde Yahudilere verilmesi, bugünkü çekişmenin başlangıcına yol açtı. Siyonist hedefler doğrultusunda Yahudilere bölgede bir devlet verilmesi amaçlandı. Ancak bu süreçte, buralarda zaten yaşayan insanlar var mıydı? İşte asıl mesele burada. Bu coğrafyada yüzyıllardır kendi vatanları olarak kabul eden bir topluluk bulunuyordu. Siyonist felsefe gereği, bu topraklara insanların varlığı göz ardı edildi"
I. Dünya Savaşı sonrasında bölgenin İngiliz mandasına girmesiyle daha fazla Yahudi'nin Filistin topraklarına yerleşti.
İsrail Devleti'nin kurulmasından sonra, bölgede denge değişikliğinin Yahudiler lehine oldu, "Filistin halkının toprakları ellerinden alındı ve mülksüz bırakıldı, bu da bugünkü çatışma durumuna yol açtı"
"Bu, vicdana sığmayan yanlış bir iddiadır ve doğru değildir"
Bu iddia, vicdana sığmayan yanlış bir iddiadır ve doğru değildir. Bölgede bazı toprak alım-satımları olmuş olabilir, ancak bu durum 'Filistinlilerin topraklarını sattığı' anlamına gelmez. 1917'ye kadar bölge Osmanlı yönetimindeydi ve o dönemde 'Filistinli' olarak adlandırılan bir grup bulunmamaktaydı; Osmanlı vatandaşları vardı. Toprak alım-satımı Osmanlı vatandaşları arasında gerçekleşmiştir. Osmanlı, Batı'da Yahudilere uygulanan zulümden dolayı Filistin dışındaki topraklarına yerleşmelerine izin vermiştir. Ancak Filistin'de Yahudilerin toprak almasını ve topluca yerleşmesini engellemiştir, hatta buna yönelik yasalar çıkarmıştır. Filistinliler topraklarını satmamış, aksine Yahudilerin işgaline karşı çıkmıştır. 'Filistinliler topraklarını sattı' iddiası, siyonist propagandadan başka bir şey değildir. Tarihi gerçekler, vicdan ve sayılar bu iddiayı desteklememektedir. Bu iddiaları tekrarlamak, siyonist politikalara ve bölgenin insansızlaştırılmasına destek olmaktır.
Siyonist bakış açısına göre, işgal edilen Filistin topraklarındaki insanlar insan olarak dahi görülmemekte, bu topraklar insansız olarak algılanmaktadır. İsrail'in kurulduğu topraklarda yüzbinlerce Filistinli yaşamaktaydı ve onlar kendi topraklarından uzaklaştırıldı, mülteci kamplarına ve Filistin'e komşu ülkelere sürüldü. Bugün ise Filistin'de sadece 5 milyon Filistinli yaşamaktadır".
Filistinli mülteciler topraklarını gönüllü terk etmedi
Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği (ORDAF) Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Emin Dağ, dünyanın farklı bölgelerine dağılmış 5 milyondan fazla Filistinli mültecinin topraklarını ne satmadığını ne de gönüllü olarak terk ettiğini vurguladı. Dağ, "Yaygın bir efsaneye dönüşen 'toprak satışı' iddiası, İsrail işgal yönetiminin Filistin konusunda ürettiği en büyük yalanlardan biridir" dedi.
Filistinlilerin zorla yerlerinden edildiğine ve vatanlarından sürüldüğüne dikkat çeken Dağ, "Bu nedenle Birleşmiş Milletler gibi uluslararası platformlarda 'geri dönüş hakkı' gibi kavramlar 194 Sayılı karar gibi belgelerde yer almaktadır. Topraklarını isteyerek satanlar için böyle bir uluslararası hukuk kararı söz konusu olabilir mi? Tabii ki olamaz" şeklinde değerlendirmede bulundu.
Dağ, Osmanlı sonrası 1920'den 1948'e kadar süren 28 yıllık İngiliz işgali döneminde toprakların el değiştirdiğini belirterek, "1948'den sonra doğrudan İsrail işgali başladı ve bu süreçte toprak satışı gibi bir durum zaten söz konusu olamazdı" ifadelerini kullandı.
"Gönüllü toprak satışı diye bir şey söz konusu olmamıştır"
Dağ, İngilizlerin Filistin kamu arazisinin yüzde 4'ün biraz üzerinde bir kısmını satışa çıkardığını belirtti. Filistinlilerin gönüllü olarak satış yapmış olduğu arazilerin ise binde 9'un bile altında olduğunu dile getirdi.
İngiliz destekli Yahudi çetelerinin baskısıyla küçük Filistinli grupların zorla bazı satışlar yapmış olabileceğini aktaran Dağ, "Ancak toprak satışı, Filistinli liderlerin talimatıyla yasaklanmış ve idam cezasıyla cezalandırılmıştır. Bu sebeple bu aileler Filistin'de kalamayarak ülkeyi terk etmiştir. Sonuç olarak, Filistin topraklarının büyük bir kısmı ya doğrudan işgal edilmiş ya da İngiliz işgal yönetimi döneminde Yahudi yerleşimcilere verilmiştir" dedi.
Dağ, İngilizlerin tüm çabalarına ve tehditlerine rağmen Filistinlilerin topraklarını satmadığını vurgulayarak şunları ekledi:
"Sadece işgal ve zorla alınan araziler sonucunda 1945'te dahi, Yahudilerin Filistin'deki toprak sahipliği yalnızca yüzde 5,6 düzeyindeydi. Ancak 1948'de İsrail'in kurulmasının ardından, siyonistlerin toprak sahipliği oranı aniden yüzde 78'e fırladı. 1967 savaşıyla Batı Şeria ve Gazze'nin de işgal edilmesiyle İsrail, ekstra 2 milyon dönüm Filistin arazisini daha Yahudi yerleşimine açtı. Tüm bu süreçler silah zoruyla ve katliamlarla gerçekleşti. Gönüllü toprak satışı gibi bir durum asla yaşanmadı."