Ekonomi

Faizsiz Evlilik Kredisine 'Doğum' Ayarı: Çocuk Yapanın Borcu Silinecek!

Hükûmet, doğum oranlarını artırmak için evlilik kredisine çocuk teşviki ekliyor. Yeni düzenlemeyle, devlet destekli kredi alan çiftler çocuk sahibi olduklarında borçlarının tamamı ya da bir kısmı silinebilecek. Üç çocuklu kadınlara ise sınavsız memurluk yolu açılıyor.

Abone Ol

Aile Kurana Destek, Çocuk Yapana Borç Affı

Doğum oranlarının düşmesi ve evlilik yaşının giderek yükselmesi, Türkiye'de aile politikalarının yeniden şekillenmesine yol açıyor. Hükûmetin hazırladığı yeni sosyal destek paketiyle birlikte, faizsiz evlilik kredisi sistemine dikkat çeken bir düzenleme geliyor: Çocuk sahibi olan çiftlerin borcu silinebilecek.


Devletin Kredisini Alan, Çocuk Yaparsa Borcu Azalacak

Mevcut uygulamada, evlenecek genç çiftlere 150 bin TL’ye kadar faizsiz kredi veriliyor. Bu kredi, iki yıl geri ödemesiz ve toplamda dört yıl vadeli şekilde sunuluyor. Yeni taslak ise çocuk teşvikini merkeze alıyor.

Yapılan çalışmaya göre:

  • Bir çocuk için kredi borcunun belirli bir kısmı silinecek.

  • İkinci ve üçüncü çocukla birlikte bu oran artacak.

  • Böylece hem gençlerin evlenmesi hem de doğum oranlarının yükselmesi hedefleniyor.

Kredi affı, doğrudan "çocuk yardımı" kapsamında değerlendirilecek ve sosyal destek modeli olarak uygulanacak.


Üçüncü Çocukla Sınavsız Memurluk Hakkı

Sadece borç affı değil, anneler için iş garantisi de masada. TBMM’ye sunulan yeni bir yasa teklifine göre, üçüncü çocuğunu dünyaya getiren kadınlara devlet kapısı açılıyor. Öne çıkan detaylar şöyle:

  • Kamu kurumlarında memur olma hakkı tanınacak.

  • Bu atamalar, KPSS veya herhangi bir sınav şartı olmaksızın gerçekleştirilecek.

  • Görevlendirmeler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı kriterlerine göre yapılacak ve noter huzurunda kura ile belirlenecek.


Hedef: Aileyi Güçlendirmek ve Genç Nüfusu Korumak

Söz konusu düzenlemeler, gençlerin evliliğe teşvik edilmesi, doğum oranlarının artırılması ve kadınların annelik sonrası sosyal güvencelerinin sağlanması gibi çok yönlü hedefleri kapsıyor. Özellikle doğurganlık oranının 1,5 seviyelerine gerilediği Türkiye’de, bu tür teşviklerin uzun vadeli demografik dengeyi koruma açısından kritik olduğu değerlendiriliyor.